SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 86
ÖRGÜTSEL ADALET VE ÖRGÜTSEL GÜVEN 
Yıldır Yıldırım 
Ayça Gür 
Figen Serin 
Nazlı Kona 
Mehmet Kurt 
Sevgi Hançar 
Ahmet Tuna
1) Örgütsel Adalet 
2) Örgütsel Adalet Kuramları 
İÇİNDEKİLER 
3) Greenberg’in Adalet Teorileri Ve Sınıflandırması 
4) Örgütsel Güven 
5) Örgütsel Güven Kuramları 
6) Örgütsel Adalet Ve Örgütsel Güven Algılarını Etkileyen Faktörler
ADALET 
ADALET: Adalet, en yüksek ahlak ülküsü ,en iyi ve en doğru çözümü gösteren 
temel fikir ya da erdem olarak tanımlanabilmektedir. Bunun yanında sözlük 
anlamları; 
1. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk 
2. Herkese kendine uygun düşeni ,kendi hakkı olanı verme, 
3. Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlamak 
olarak tanımlanmıştır. 
Geçmişte adalet kavramı uzun yıllarca filozofların ilgisini çekmiştir. Antikçağ 
felsefesinin sistemini kuran Aristoteles ve Platon tarafından da ele alınmıştır. 
Aristoteles adalet kavramını; evrensel (yasal olan, geleneğe ve ahlaka uygun) 
ve özel olmak (doğru ve eşit) üzere ikiye ayırmıştır. Kanunlara uyma anlamına 
gelen adalet aynı zamanda bir erdemdir. Aristoteles bu tür ayrımda ilgisini özel 
adalete yöneltir. Adil olan insan maddi varlıklardan (servet, para vs.) kendine 
düşeni alırken, adil olmayan insan kendi payına düşenden daha fazlasını alan 
insan olarak nitelendirmiştir. 
3
ADALET 
Özel adaleti maddi varlıkların insanlar arasında adil olarak paylaştırılması 
gerektiğini savunmuştur. 
Bu anlamda adalet iki ya da daha fazla kişiye kendi payına düşen miktarın ne 
azını ne de fazlasını vermektir. 
Platon adalet kavramını; “Herkesin kendi üzerine düşeni yapması ve kendi 
payına sahip olmasıdır.” şeklinde tanımlamıştır. Bunun olumsuz biçimini ise 
adaletsizlik olarak adlandırmıştır. 
Sonuç olarak, Aristoteles ve Platon adaletin en yüksek erdem olduğunu 
savunmuştur. Görüldüğü üzere felsefe alanında adalet eşitlik kavramıyla 
tanımlanabilmektedir. Herkesin her haktan eşit bir şekilde pay almasıdır. 
Adalet kavramını ele alan diğer felsefeciler ise David Hume ve John Rawls’dır. 
Hume ve Rawls ’ın adalet teorileri birbirinden farklı olsa da, adaleti erdem 
olarak ele almaları ortak noktaları gibi gözükmektedir. Hume adalet ve 
adaletsizlik arasındaki farkı göz önüne almak için kişisel çıkar ve ahlakın farklı 
temel oluşturduğunu söyler (Gülcan, 2010, s.282). Bu da gösteriyor ki erdem 
ve erdemsizlik kavramının temelini adalet kavramı oluşturmaktadır. 
4
ADALET 
Rawls’ın da değindiği adalet kuralları toplumun benimsediği kurallar olmasındaki 
neden, insanların zamanla bazı kurallar olmadan toplum içerisinde yaşamanın 
imkansız olduğunu farkına varmış olmalarıdır. Bu nedenle Rawls’ın değindiği 
adalet ; “ birbirine ters düşen düşüncelerin olduğu bir ortamda ve çıkarların 
yoğun yaşandığı eylemlerin erdemi olarak ifade edilir.” Toplumda insanların 
birbiri üzerindeki haklarının bastırılacağı umut edilir. 
Rawls’a karşıt bir düşünce yaratan Hume ‘a göre ise adalet faydayla ilgilidir. 
Rawls aynı zaman da adalet kavramı ile ilgili olmayıp doğruluğu gerektirdiğini 
savunurken Hume adaletin ve eşitliğin birbirine benzer olduğunu benimsemiştir. 
Bu durum gösteriyor ki adalet, adil olmakla benzer görülmüş ve adil olmak 
herkese eşit davranmak anlamında kullanılmıştır. Burada adaletin eşitlik olduğu 
varsayılmıştır (Gülcan, 2010, s.282). 
Sonuç olarak adalet ile ilgili görüşlerin genelinde adil olmak adaletin en büyük 
erdemidir. 
Hak edene hak ettiğinin verilmesi, neyin doğru neyin yanlış olduğunun 
belirlenmesidir. Diğer bir ifadeyle farklı görüşler arasında hakka uygunluk ve eşitlik 
düşüncesidir. 
5
ADALET 
Adaletle ilgili ileri sürülen görüşler, adaletin insanlar için büyük önem arz 
ettiğini göstermiştir. 
Adalet konusu, işgörenler açısından iki nedenden dolayı önemlidir. Birincisi; 
adalet işgörenlere kazançlarını maksimize etme imkanı sunar. Çalışanlar uzun 
vadede kazançlarının artırmak için kısa vadedeki kazançlarından 
vazgeçebilirler. 
Adaletin algı olarak tanımlanmasının sebebi, örgütteki adaletin 
değerlendirilmesi örgütün bireye karşı ne kadar adaletli olduğuna bakılarak 
değil, bireyin örgütün davranışlarını ne kadar adil bulduğu ile yapılmasıdır. 
Özetle; ilk bakışta adalet kavramı ile eşitlik kavramı biri biriyle aynı gibi 
algılansa da; adalet daha çok örgüt içi ödül ve ceza sistemi ile; eşitlik ise ödül 
ve cezaların uygulanmasında herhangi bir ayrıcalık gözetmeksizin herkese 
uygulanmasını ifade etmektedir. 
6
ÖRGÜTSEL ADALET 
Genel olarak Organizasyonel adaletin iş yerindeki adalet algılarına odaklanan 
psikolojik bir araştırma alanı olduğu söylenebilir. 
Literatür incelendiğinde, örgütsel adalet kavramını Greenberg (1987), 
Blakely(2005) ve Pillai (1999), Cropanzano ve Greenberg (1993), Donavan, 
Drasgow veMunson (1998) tarafından farklı şekillerde tanımlandığı 
görülmektedir (Atalay,2010, s.42). 
Örgütsel adalet; çalışanların örgüt içerisinde karşılaştıkları tutum ve 
davranışları algılama şeklinde ifade edilmiştir. Başka bir ifadeyle, eşitliğin ve 
doğruluğun otorite tarafından korunması, çalışanlara etik davranılması ve 
çalışanın bireysel ve örgütsel sonuçları adil olarak algılamasıdır. 
Ayrıca örgütsel adalet çerçevesi bireylerin kendi işlerindeki tecrübelerinin farklı 
yönlerini araştırmalarına da yardımcı olur. Örgütsel Adalet ile ilgili ilk oluşumlar 
sadece çıktıların algılanan doğrulukları çevresinde odaklanırken (dağıtımsal 
adalet), sonradan bunlara çıktıları tespit etmek için kullanılan prosedürlerin 
doğruluğunu içeren adalet ((prosedürsel, (işlemsel adalet)), saygılı ve hassas 
davranış (kişiler arası adalet) ve yeterli iletişim (bilgisel adalet) gibi yeni 
boyutlar eklenmiştir. (Marion, 2008,p.93). 7
DAĞITIMSAL ADALET 
. 
8 
 İlk çalışmalarda söz konusu olan «dağıtım adaleti» olmuştur. 
Dağıtımsal adalet, benzer olan bireylere benzer ve farklı olan bireylere de 
farklılıkları oranında farklı davranılmasını açıklar diğer bir ifadeyle dağıtımsal 
adalet hakkaniyeti ile ilgili adalet algısıdır . 
• Görevler 
• Hizmetler 
• Fırsatlar 
• Cezalar/ödüller 
• Ücretler, 
• Terfiler vb. her türlü kazanımın kişiler arasındaki paylaşımını konu alır
DAĞITIMSAL ADALET 
9 
Bireyler elde ettikleri sonuçları 
• Gelir 
• Prim 
• Terfi 
• Sosyal haklar vb. 
adaletli veya adaletsiz olarak algılayabilirler. 
Dağıtım Adaletinde esas olan, “bireylerin, dağıtılan kaynaklardan adil 
şekilde pay aldığını düşünmesi” olduğu söylenebilir.
DAĞITIMSAL ADALET 
Dağıtımsal adalet, ADAMS’ın Hakkaniyet (Eşitlik) teorisine dayanmaktadır. 
10 
Hakkaniyet 
Teorisine göre 
çalışanlar, 
işlerine göre; 
• Eğitim, 
• Performans 
• Deneyim gibi bir 
takım girdiler 
sunarlar. 
Mesleklerinde 
çalışması 
sonucunda 
ise, 
• Ücret 
• Terfi 
• Tanıma 
• Sorumluluk 
• İş güvenliği gibi 
birtakım çıktılar 
elde ederler.
DAĞITIMSAL ADALET 
11 
Çalışanların adaletsizlik algıları memnuniyetsizliğe yol açar. 
Hakkaniyet algısı, motivasyonu ve iş tatminini artırır. 
Eşitlik kuramı ve diğer dağıtım adaleti modelleri Walster, Deutsh, Crosby, 
Folger, adaletsizlik algılarına ilişkin tepkileri açıklamakta yetersiz 
kaldıklarından araştırmalar ‘işlemsel adalet’ kavramlarını inceleme konusu 
yapmışlardır
İŞLEMSEL ADALET 
12 
Folger ve Crapanzano, işlemsel adaleti, kazanımların belirlenmesinde 
kullanılan metotlar ve süreçlerle ilgili adalet algılaması olarak 
tanımlamıştır. 
 Konovsky, işlemsel adaletin dağıtım kararlarının nasıl verildiği ile ve 
aynı zamanda nesnel ve öznel durumlarla ilgili olduğunu belirtmiştir. 
 Leventhal’a göre bireyler, sosyal uyumun sağlanması için eşit ödül 
dağıtımının olması gerektiğine inanırlarken yüksek performansın 
sağlanması için sistemin önemli olduğunu düşünmektedirler.
İŞLEMSEL ADALET 
13 
İşlemsel adaletin iki alt boyutu vardır (Thıbaut ve Waler) 
Bunlardan birincisi, karar alma sürecinde kullanılan prosedürler ve 
uygulamaların yapısal özellikleriyle ilgilidir. Formal prosedürler olarak 
da adlandırılan bu boyut, kararlar alınmadan önce çalışanlara söz hakkı 
verilmesini, fikir ve görüşlerinin dinlenmesini kapsar. 
İkinci boyut ise, karar alma sürecinde kullanılan politika ve 
uygulamaların karar alıcılar tarafından uygulanma şekli ile ilgilidir.
İŞLEMSEL ADALET 
14 
Lind, Kestirme Adalet Kuramını ileri sürmüştür. Bu kuramın dayalı olduğu iki 
modelden bahsetmek mümkündür. 
Bunlar biri İlişkisel Model diğeri Grup Değer Modeli’dir 
İlişkisel Model’e göre, insanlar otoritenin kendilerine karşı nasıl davrandığını 
sorgularlar. Adil olan davranışlar önemlidir. 
Grup Değeri Modeli’nde ise bireyler gruplarla uzun dönemli bir ilişkilerinin 
olmasına değer verirler.
İŞLEMSEL ADALET 
İşlemsel Adaletin, çalışanlar açısından önemli bir olgu olmasının 
sebeplerinden birisi, Grup-Değer Modeli’nde yatmaktadır. Bu modelin temel 
inancı; insanların sosyal varlık olduğu ve sosyal grup üyeliğinin önemli 
psikolojik ödüller ortaya koyduğu şeklindedir. Bir grubun üyeleri, grup 
tarafından kabul edilmek ve değer görmek isterler. 
15 
İşlemsel adaletle ilgili diğer bir yaklaşım da Tyler’ın Kendilik ilgisi Modeli’dir. 
• Buna göre bireyler, kendileriyle ilgili olan sonuçlara önem verdikleri için, 
süreçler üzerinde kontrol sahibi olmayı önemsemektedirler.
İŞLEMSEL ADALET 
16 
İşlemsel Adalet, ödül ya da cezanın miktarını belirlemede kullanılan 
araçların algılanan adilliği üzerine odaklandığından, sonuçların nasıl 
belirlendiği, sonuçların bizatihi kendinden daha önemlidir. Araştırmalar, 
çalışanların söz hakkına sahip olduklarına inandıkları durumlarda, süreci 
daha adil algıladıklarını, işlemsel adaletin, çalışanların bağlılık seviyelerini 
belirlemede önemli olduğunu ortaya koymaktadır. 
İşlemsel Adalet, dağıtım kararlarının yapıldığı sürecin adaletini temsil ederken, 
dağıtımsal adalet, dağıtım sonuçlarının adaletini içerir. Dolayısıyla çalışanlar 
adaleti ele alırken, meslek içi eğitim ve motivasyon gibi iş girdilerine karşılık 
elde ettikleri maaş ve terfi gibi iş çıktılarını değerlendirirler ve bu girdi-çıktı 
oran değerlendirmesini yaparken meslektaşları ile kıyaslama içerisine girerler.
İŞLEMSEL ADALET 
17 
 işlemsel ve dağıtımsal adalet, birbiri ile ilişkilidir. Ücret tatmini, çalışanların 
dağıtımsal adalet algısından doğrudan etkilenmektedir. 
işlemsel adalet, daha çok yöneticiden memnuniyet ile ilgilidir. Bulgular, 
çalışanların kendilerine kaynak dağıtımı noktasında (dağıtımsal adalet) ve 
kaynakların dağıtılma yönteminin belirlenmesinde (işlemsel adalet) adil 
davranıldığını hissettiklerinde hem ücretlerinden, hem de yöneticilerinden 
daha fazla memnun olduklarını göstermektedir.
ETKİLEŞİMSEL ADALET 
18 
Etkileşimsel adalet, örgütsel uygulamaların insani yönü ile ilgilidir. Adaletin 
kaynağı ve alıcısı arasındaki iletişim sürecinde nezaket, dürüstlük ve saygı gibi 
yönleri esas alır. 
Greenberg, etkileşim adaletini ‘kişilerarası’ ve ‘bilgisel’ adalet olmak üzere ikiye 
ayırmıştır 
Birincisi “kişiler arası duyarlılık”tır. 
İkincisi ise, “açıklamalar” ya da “sosyal sorumluluk boyutudur 
Bunlardan ilki, kararın uygulanmasından sorumlu olan kişilerin, karardan 
etkilenen bireylere nazik ve saygın davranıp davranmamasıyla ilgilidir. İkinci 
boyut ise, dağıtım kararının altında yatan mantığın, kararın etkilediği bireylere 
açık ve yeterli derecede açıklanıp açıklanmaması ile ilgilidir .
1.KİŞİLERARASI İLİŞKİDE ADALET 
19 
Kişilerarası ilişkide adalet, örgütsel ortamda bireylere karşı sergilenen 
davranışların ne ölçüde saygı sınırları içinde olduğunu ortaya koyar. 
İlişkisel adalet, bir iş yerinde çalışan kişilere saygı ve duyarlılık 
çerçevesinde hareket edildiğinde gerçekleşmiş olacaktır. 
Bies,etkileşim adaletini; örgütsel işlemler uygulanırken insanların maruz 
kaldığı tutum ve davranışların niteliği olarak tanımlamıştır karar 
alındığında bunun bireylere nasıl söylendiği veya söyleneceği ile ilgili 
adalet algılamasıdır.
2. BİLGİSEL ADALET 
20 
Bilgisel adalet, örgütsel ortamda, ilgili bilginin herkese açık olması 
koşuluyla sağlanabilecek bir adalet türüdür. Çalışanların kendilerine 
yönelik verilen kararların nasıl alındığı ile ilgili bilgiye ulaşmalarını 
temsil eder örgütlerde. 
Örneğin ücret sistemleri üzerine yapılan araştırmalar, özellikle açık 
ödeme sistemlerinin prosedürel adalet açısından önemli olduğunu ortaya 
koymaktadır. Çünkü bu tür ücret sistemleri işgörenlere örgüt içindeki 
ücret kararlarının nasıl alındığı hakkında bilgiler sağlamakla birlikte, bu 
prosedürlerin ihlal edilmediğine yönelik de önemli güvenceler 
sunabilmektedir
2. BİLGİSEL ADALET 
21 
 Greenberg’e (1993) göre bu iki adalet algısının etkileri farklıdır. 
Kişilerarası adalet algısı birincil olarak çıktılara yönelik tepkilerle 
ilgilidir. Duygusallık bireylerin arzulanmayan çıktılarla ilgili daha 
olumlu hissetmelerine neden olabilmektedir. Karar süreci ile ilgili 
yapılan çıklamalar, sürecin yapısal yönünü değerlendirmeye yönelik 
bilgiler içerdiklerinden ‘bilgisel adalet’ sürece yönelik tepkileri 
etkilemektir. 
 Bilgisel Adalet, kazanımların dağıtımı ve bu dağıtımlarla ilgili süreçlere 
ilişkin çalışanlara ne kadar bilgi verildiği ve açıklama yapıldığı ile 
ilgilidir Bies ve Moag’a göre çalışanlar, örgüt yetkililerinin kendilerine 
doğru, tam bilgiler sundukları ve verdikleri kararlar ile ilgili haklı 
nedenler gösterdiklerinde kendilerine adil davranıldığına inanmaktadır.
Greenberg’in Adalet Teorileri ve 
Sınıflandırılması 
22
23 
Greenberg’in Adalet Teorileri 
Sınıflandırması 
Reaktif 
Reaktif-İçerik Teorileri 
Eşitlik Teorisi 
(Adams, 1965) 
Reaktif-Süreç Teorileri 
Prosedür Adaleti 
Teorisi 
(Thibaut&Walker, 
1975) 
Reaktif – Proaktif 
Boyutu 
İçerik Süreç 
Proaktif 
Proaktif-İçerik Teorileri 
Adalet Yargı Teorisi 
(Leventhal 1976,1980) 
Proaktif-Süreç 
Teorileri 
Dağıtım Tercihi Teorisi 
(Leventhal&Karuza& 
Fry, 1980)
Adalet Teorileri Kategorilerini Açıklayan 
24 
Sorular 
• Çalışanlar uygulamaların adil olması 
için ne yapabilirler? 
• Çalışanlar adil olmayan politikalara 
veya prosedürlere nasıl tepki 
gösterirler? 
• Çalışanlar politikaların veya 
prosedürlerin adil olması için ne 
yapabilirler?
25 
Reaktif – İçerik Teorileri 
Adams’ın Eşitlik Teorisi 
Yatırımlar 
Kazanımlar
Adams’ın Eşitlik Teorisi 
1) Kazanımlar A Kazanımlar A 
Katkılar A Katkılar 
2) Kazanımlar A Kazanımlar B 
Katkılar A Katkılar B 
3) Kazanımlar A Kazanımlar A 
Katkılar A Katkılar 
26
Crosby’nin Göreli Yoksunluk Teorisi 
27 
Alt kademe çalışanların, 
örgütün üst kademeleriyle 
kendileri arasındaki 
karşılaştırmalarıyla ilgilidir. 
Adams’ın Eşitlik Teorisiyle, Crosby’nin Göreli 
Yoksunluk Teorisi arasındaki başlıca fark 
Eşitlik Teorisinde; 
Çalışanlar 
kendisiyle benzer 
nitelikte kişileri 
seçmektedir. 
G. Yoksunluk 
Teorisinde ise; 
Çalışanlar 
kendilerinden üst 
konumda bulunan 
kişilerle 
karşılaştırma 
yaparlar.
Proaktif İçerik 
Leventhal’in Adalet Yargı Teorisi 
Katkı Kuralı 
Gereksinim Kuralı Eşitlik Kuralı 
28
Lerner’in Adalet Güdüsü Teorisi 
29
Reaktif Süreç 
Thibaut & Walker’ın Prosedür Adalet 
Teorisi 
30 
Çalışanlar temel olarak elde ettikleri kazanımlarla ilgilenirler. 
Kazanımların belirlenmesinde kullanılan süreç üzerinde de kontrol 
sahibi olmak isterler.
Proaktif Süreç 
Leventhal,Karuza ve Fry Dağıtım Tercihi 
Teorisi 
31 
• Kişilere haklarında karar verecek kişiyi seçme olanağı sağlamak, 
• Tutarlı kurallara dayanmak, 
• Eksiksiz ve doğru bilgilere dayalı olmak, 
• Karar verme gücünün yapısını tanımlamak, 
• Kişileri önyargılara karşı korumak, 
• Kişilere bilgi alma hakkı vermek, 
• Ahlaki ve etik kurallara uymaktır, 
• Prosedürlerin yapısında değişiklik yapılmasını olanaklı kılmak.
ÖRGÜTSEL ADALET ALGISI
Örgütsel Adalet Algılamalarına Etki Eden 
Faktörler 
 Örgütsel adalet algısı, bireylerin örgüt içinde kendilerine karşı adil olunup 
olunmadığı konusunda yargıya varmalarını sağlamaktadır. 
 Bir örgütte çalışan tüm insanların örgütsel adalet algılamalarına etkide 
bulunacak belli başlı temel kurallar vardır ,bunları şöyle sıralayabiliriz.
1. Doğruluk ve Dürüstlük Kuralı 
 Örgütsel iletişim ve etkileşimde çalışanlara gerçeğe uygun , doğru 
ve mümkünse tam bilgi verilmeli ,bu konuda dürüst davranılmalı 
,örgütsel kurallar ve yönetmelikler herkese eşitlik çerçevesinde 
uygulanmalıdır.
Örneğin; Eşitlik ilkesi T.C. Anayasasında "Herkes, dil, 
ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, 
mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin 
kanun önünde eşittir. 
• İş Kanunu 
Eşit davranma ilkesi 
MADDE 5. - İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, 
felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı 
ayırım yapılamaz. 
İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi 
karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan 
işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem 
yapamaz. 
İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu 
kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, 
şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona 
ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya 
dolaylı farklı işlem yapamaz. 
Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha 
düşük ücret kararlaştırılamaz. 
İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin 
uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı 
kılmaz.
2.Meslek Ahlakına ,Etiğe 
Uygun Olma Kuralı 
 Örgütlerde alınan tüm kararlar 
ile bu konudaki uygulama ve 
işlemler, o iş yerinin mesleki 
ahlak ilkelerine uygun olmalıdır.
İş ahlâkına ve iş etiğine sahip olmayan girişimciler, yöneticiler ve 
firmalar topluma yarardan çok zarar verirler. Çünkü iş ahlâkı düşük olan 
girişimciler, yöneticiler ve firmalar sadece kendi menfaatlerini ön planda 
tutarlar. Toplumdaki diğer insanları hiç düşünmezler.
3. Tutarlılık Kuralı 
 Amaç ,strateji ,politika gibi üst düzey kararların alınması ve bunların 
uygulanmasında dağıtım ile işlem adaletine uyulmalı ve birbirleri ile çelişkili 
olmamalıdır.
 Dağıtım adaleti ; çalışanların elde ettikleri ödül ve ücretlerin miktarı ve 
biçimiyle ilgili algılarını temsil eder . 
Çalışanlar örgüte olan katkılarını örneğin eğitimini, zekasını, 
tecrübesini ortaya koyar ve girdi çıktı oranını hesaplar. Daha sonra ise 
örgütün diğer bireylerinin kazanımları ile kendi kazanımlarını karşılaştırır. 
Örgüt üyelerinin girdi çıktı oranlarının aynı olması örgüt içi adaleti gösterir. 
 İşlem adaleti ise; karar verme, planlama ve bunların yürütülmesinde 
doğru dürüst ve adil davranılıp davranılmadığı ile ilgilidir.
4.Peşin Hükümlü Olmama Kuralı 
 Örgütsel plan ve kararların alınmasında ve uygulamalarında her 
türlü peşin hükümler ve ön yargılardan uzak olunmalı , işlemlerde , 
iletişimde ve etkileşimde nesnel ve ayrımcılıktan uzak olunmalıdır.
Etnik Ayrımcılığa örnek verecek olursak; 
• İngiltere’de Asya kökenli İngiliz vatandaşlar üzerine 
yaptıkları bir araştırmada; başvuru sırasında etnik 
kökenleri nedeniyle işe kabul edilmedikleri, kabul 
edilenlerin ise, mağdur oldukları, daha zor şartlarda ve 
düşük ücretle çalıştıklarını ortaya koyarak ırk 
ayrımcılığı yapıldığını ifade etmektedir. 
• Benzer bir durum ABD’ de yapılan bir araştırmada 
ortaya konulmaktadır. Afrika ve Uzakdoğu kökenli 
Amerikalıların, Latin Amerikalılardan bile farklı 
uygulamalarla karşılaştıkları siyah ve beyazların aynı iş 
yerinde çalışmalarının hala önemli bir ayrımcılık 
olarak işe yansıdığı görülmektedir. 
• Kanada’da özellikle siyah-beyaz ayrımının yapıldığı 
işyerlerinde Afrika kökenli ile Amerika kökenli siyah 
tenli vatandaşların bile benzer durumlarla 
karşılaştıkları durumlar da söz konusudur.
5.İtirazları Dikkate Alma ve Esnek 
Davranma Kuralı 
 Çalışanlardan veya ilgili kişi ve 
kurumlardan gelebilecek itiraz ve 
şikayetlere karşı alınan kararlar , yapılan 
işlemler nesnel olarak tekrar gözden 
geçirilmeli ,yapılan yanlışlıklar ve 
eksiklikler varsa düzeltilmelidir.
• *İşveren, işçinin rızasını olmadan yol, yemek, ikramiye ve diğer sosyal 
haklarını tek taraflı kaldıramaz. *İşveren, işçinin rızası olmadan işçinin 
maaşını tek taraflı olarak indiremez, prim uygulamasını kaldıramaz. 
• *İşveren, işçinin rızası olmadan işçiyi ücretsiz izne çıkartamaz. 
• *İşveren, işçinin rızası olmadan grup şirketlerine geçiremez. 
• *İşveren, işçinin rızası olmadan psikolojik baskı olarak işçiyi alt işlere 
veremez. Örneğin montaj işçisinin temizlik işine verilmesi, müdürken normal 
işçi olması, şef iken alt göreve verilmesi. 
• *İşveren, işçinin rızası olmadan sözleşmede nakil yetkisi olmamasına rağmen 
işçiyi il dışına gönderemez. 
• *İşverenin il dışı yani nakil yetkisi olsa bile işçiyi psikolojik yıldırma amaçlı 
nakil yetkisini kötüye kullanarak işçiyi il dışına gönderemez. 
• *İşveren, işçiye ek yük ve külfet gerektiren iş veya görev işçinin rızası 
olmadan veremez. Örneğin şoförlük yapan birine tahsildarlık görevi 
yüklenmesi gibi.
6. Kararlara Katılma Kuralı 
 Çalışanların örgütte alınan kararlarda 
doğrudan veya temsilcileri vasıtasıyla 
katkılarının olması alınan kararların adil ve 
tutarlı olması açısından oldukça önemlidir.
Sonuç olarak ; Bu kurallardan bir çoğuna uyulduğu taktirde gerek 
bireysel gerekse örgütsel davranışta ETKİNLİK ve VERİMLİLİK arttırılmış 
olacaktır. 
Örgütsel Adaletin sağlanabilmesi için , eşit işe eşit ücret, terfi 
olanaklarının nesnel olarak düzenlenip bir yönergeye bağlanması ,yine başarı 
değerleme sistem ve kurallarının objektif bir yönetmeliğe göre yapılması , 
sosyal ve özlük haklarından tüm çalışanların bilgilendirilmesi ve 
yararlandırılması önemli örgütsel davranış ve uygulamalardır.
ÖRGÜTSEL GÜVEN KAVRAMI
• Hem kamu hem de özel sektörde faaliyet gösteren örgütler, hızla 
ekonomik değişimler, yeni teknolojiler, değişen müşteri ve yatırımcı 
talepleri ve artan rekabetle karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunun 
sonucunda yöneticiler, bir yandan yüksek kalite ve etkinlik sağlamaya 
çalışırken bir yandan da yeniden yapılanma çalışmaları 
göstermektedirler. 
• Yeniden yapılanma çabalarına dayalı olarak da çalışanlarda güven 
duygusunu geliştirmek yöneticiler için önemli bir konudur. 
• Güven; en genel anlamda dürüstlük ve doğruluğa dayalı bir 
kavramdır. Bireyin herhangi bir kontrol etkisi olmadan karşısındaki 
kişinin davranışlarının kendi beklentilerini karşılayacak yönde 
gelişeceğine dair bir inanç duygusu duyması ve bu inanç 
doğrultusunda karşısındaki kişinin eylemlerine kendisini savunma 
gereği duymaksızın açık oluşudur
• Griffin, güveni riskli bir durumda arzulanan bir amacı başarmak için, 
bir nesnenin herhangi bir özelliğine; bir olayın ortaya çıkacağına veya 
bir kişinin davranışlarına olan inancı olarak tanımlamaktadır. 
• Luhman’a göre güven; “Bir kişinin, karşı tarafın adil, ahlaki kurallarına 
uygun ve öngörülebilir biçimde davranacağına ilişkin inancı” olarak 
tanımlamıştır. 
• Mayer ve diğerleri; “Bir tarafın, karşı tarafın davranışlarının önemli 
sonuçlar ortaya koyacağı beklentisine bağlı olarak duyarlı davranma 
istekliliği” olarak tanımlamışlardır. 
• McAllister’a göre güven; “Bir kişinin başka bir kişinin sözlerinden, 
davranışlarından ve kararlarından emin olması ve bunlara göre 
hareket etme istekliliğidir.”
• Güven hem birey hem de örgüt düzeyinde oluşur fakat kişiye güven 
ve örgüte güven farklı kavramlardır. 
• Kişiye güven; kişiler arası farklara dayalıdır ve kişiye özeldir. Örgütsel 
güven; kişilerden çok kurumlara odaklıdır. 
• Kişinin güven düzeyi; liderine ve örgütüne göre farklılık taşır. Lidere 
ve örgüte güven farklı ama birbiriyle ilişkili kavramlardır ve bir bütün 
olarak örgütsel güven olarak adlandırılır.
• Örgütsel Güven; bir çalışanın, örgütün sağladığı desteğe ilişkin 
algıları, liderin doğru sözlü olacağına ve sözünün ardında 
duracağına olan inancı olarak tanımlanır ve güven hem yatay hem 
de dikey anlamda tüm örgüt içi ilişkilerin temelini oluşturur. 
• Taylor’a göre örgütsel güven; örgüt üyelerinin iyiliği için karşılıklı 
saygıya ve nezakete dayalı uyumlu davranışların bir sonucu olarak 
genellikle yavaş kazanılan bir olgudur. 
Çalışanın yönetsel güveni algılamasını yöneticinin beş davranış 
kategorisi etkilemektedir. 
1) Tutarlı davranış 
2) Saygın davranış 
3) Denetimi paylaşma ve dağıtma 
4) Etkin iletişim 
5) İlgililiğini gösterebilme
Örgütsel Güvenin Dayandığı Temeller 
• Çok Düzeyli: Güven çalışma arkadaşları, takım, örgüt ve örgütsel 
anlaşmalar arasındaki etkileşimlerden doğar. 
• Kültür Temelli: Güven örgüt kültürünün normlarına, değerlerine ve 
inançlarına sıkı sıkıya bağlıdır. 
• İletişime Dayalı: Doğru bilgi sağlama, kararlarla ilgili açıklamalar 
yapma, samimi ve açık görünme gibi iletişim davranışlarının bir 
sonucudur. 
• Dinamik: Güven; başlangıç, sağlamlaştırma ve çözülme 
aşamalarından oluşan bir döngüde sürekli biçimde değişim gösterir. 
• Çok Boyutlu: Her biri Bireyin güvene ilişkin algılarını etkileyen 
zihinsel, duygusal ve davranışsal faktörlerden oluşur.
• Örgütsel güven; örgütün çalışanlarını, iş memnuniyeti ve algılanan 
örgüt etkinliğine bağlı durumdadır. 
• Örgüt içi güven; işbirlikçi davranış geliştirme, performans değerleme, 
amaç oluşturma, liderlik, takım ruhu oluşturma, örgütsel bağlılık ve 
çalışan memnuniyetine katkıda bulunma gibi örgütsel faaliyetler ve 
süreçlerde önemli rol oynamaktadır.
Örgütsel Güveni Etkileyen Faktörler 
• Örgütsel güveni etkileyen en önemli faktörün örgüt kültürü olduğu 
kabul edilir. 
• Örgüt kültürü zaman içinde gelişir ve değişir, buna bağlı olarak da 
insanlar olumsuz deneyimlerle karşılaştıklarında veya karşı tarafın 
güvenilirliği ile ilgili hatalı tahminlerde bulunduklarında davranışlarını 
değiştirebilir. Bazı kültürlerde güven düzeyi olduğu kadar güvenme 
eğilimi de yüksektir. 
• Yeteneğin örgütlerde temel ve önemli bir güven kaynağı olduğuna 
inanılır. Örgüt düzeyinde yetenek; örgüt stratejisinin veya yönetim 
vizyonunun sağlamlığı olarak da değerlendirilir. 
• Bilgi ve iletişim de güveni geliştirmek için yönetilmesi en kolay 
kaynaktır. Günlük yaşantıdaki güvensizliğin çoğu duygular, beklentiler 
ve düşünceler ile ilgili iletişim eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Örgütsel Güvenin Sonuçları 
• Örgütsel güven çalışanların tutumsal ve davranışsal özellikleri, işleri 
ve örgütleri ile karşılıklı olarak ilişkilidir. 
• Yüksek düzeylerde güvenin örgütsel bağlılık ve iş tatmini, örgüt 
misyonunun etkin iletimi ve işbirliğinin gelişmesi ile yakından ilişkili 
olduğu ortaya konulmuştur. 
• Güven; yeniliği cesaretlendirmek için çalışanları güçlendirmenin 
vurguladığı ve çalışanlara işlerini tehlikeye atma riski olmadan hata 
yapma fırsatı veren toplam kalite yönetimi için de önemli bir unsurdur. 
• Robinson ve Roussou; güven oluşturan unsurların, insan 
kaynaklarının eğitim ve geliştirme, ücret ve ödül, terfi, işin yapısı, iş 
güvenliği, performans değerlendirme ve geri bildirim gibi çoğu alanda 
yer aldığını göstermiştir.
• Güven iklimi; çalışanların iş motivasyonunu ve böylece de iş 
performanslarını arttırır. 
• Astların yöneticilere ve örgüte güveni yöneticilerin etkinliğini 
yükseltir. Bu etki takımlar arasında artan performansa ve problem 
çözme etkinliğine yardımcı olur. 
• Güvenin oluşturulması ile insanlar işlerinden daha fazla tatmin olur 
ve böylece işlerinden ayrılmayı daha az isterler. Bununla birlikte 
örgütsel vatandaşlık davranışları da yüksek düzeyde güvenle 
birlikte artar. 
• Yüksek düzeyde örgütsel güvenin önemli bir faydası da örgütsel 
değişimin ve olumsuz sonuçların kabulüdür. 
• Güvenin insan kaynakları sistemlerinin ve ücret yapılarındaki 
değişimlerin başarılı bir biçimde uygulanmasında ve çalışanların 
yönetsel kararlara uyum sağlamayı kabullenmesinde etkili olduğu 
ortaya konulmuştur.
Örgütsel Güven Modelleri : 
Literatürde yer alan güven modelleri boyutları itibariyle benzerlikler ve 
farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle çalışmanın bu kısmında güven 
modelleri incelenecek ve modellerin benzer ve farklı yönleri ortaya 
konacaktır. 
Bu modeller, 
• Mayer, Davis ve Schoorman Güven Modeli(1995) 
• Mishra Güven Modeli (1996) 
• Bromiley ve Cummings Güven Modeli (1996) 
• Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd Güven Modeli (2000)
Mayer, Davis ve Schoorman’in 
Güven Modeli (1995) 
Modelde güven ilişkisi içindeki tarafları güvenen ve güvenilen olarak ikiye 
ayırmışlardır. Bu modelde güven tek yönlüdür. Güvenen ve güvenilen kişi 
arasındaki karşılıklı güven göz önünde bulundurulamaz. Güvenen kişi 
güvenmeye eğilimi ya da karşıdaki kişinin güvenilmeye değer görmesine 
ilişkin algısı güvenin derecesine karar vermedeki anahtar ögelerdir. 
Güvenmeye eğilim bir kişinin hiçbir ön bilgiye sahip olmadan başka bir kişiye 
ne kadar güveneceğini etkiler.
Mayer,Davis ve Schorman Güven Modeli 
Yetenek 
Yardımseverlik 
Dürüstlük 
Güven 
Risk Algısı 
İlişkilerde 
Tuzağa 
düşme riski 
Çıktılar 
Güvenme Eğilimi 
İlişkilerde risk alma ve algılanan güvenirlilik arasında bir döngü 
bulunmaktadır, olumlu bir sonuç güvenenin güvenilen kişiye 
karşı olumlu bir algı geliştirmesine neden olur
Mishra Güven Modeli (1996) 
• Bireysel güven, kişinin bireysel ilişkilere ve davranışlara yönelik 
beklentilerini yansıtırken, 
• Örgütsel güven kişinin, örgütsel ilişkilere ve davranışlara yönelik 
beklentisidir. 
Mishra hem örgütler hem de bireyler için geçerli dört boyutlu bir güven 
modeli oluşturmuş ve bu dört boyutun güven algılamasını yarattığını 
söylemiştir; 
(a) yeterlik, 
(b) açıklık 
(c) ilgililik 
(d) itimat edilirlik
a. Yeterlilik ,örgütsel güvene uyarlandığında, örgütün pazarda yaşamını 
sürdürebilme kabiliyeti ile birlikte, liderlikte etkinlik varsayımı algısını 
genelleştirilir aynı zamanda çalışanların örgütlerinin liderlik yeterliliğine 
yönelik emin olma kapsamını da yansıtır 
b. Açıklık ,Güvenin diğer boyutlarla ilişkisini kurabilmek açısından, açıklık 
ve dürüstlüğü algılayabilmek yöneticiler ve çalışanlar arasındaki iş 
ilişkilerinde anahtar durum konumundadır Açıklığı oluşturmada en önemli 
rol liderlere düşmektedir. 
c.İlgililik, İçtenlik ve şefkat, açıklık ile birleşerek ilgililik algılayışını 
oluşturur. Bu boyut örgüt üyelerinin, liderlerinin ilgililiğini algıladığında 
oluşur. Mishra ilgililiği, grup örgüt yada sosyal düzeyde birinin kendi 
menfaatleri ile diğerlerinin menfaatlerini dengelendiği durum olarak 
tanımlamıştır. 
d. itimat edilirlik, tutarlı ve güvenilir davranış beklentisi ile ilgilidir. 
Söylemlerde ve eylemlerde tutarlılık ve uygunluk güveni. Yöneticiler ve 
çalışanlar arasındaki güven, tutarlı davranış ile gerçekleşecek, iş 
ilişkilerindeki kararlar, bu davranışlardan etkilenecektir
Mishra Güven Modeli Boyutları 
BOYUT ANLAM 
YETERLİLİK 
Kişi yada örgütten beklenen standartları 
gerçekleştirebilme yeteneğine yönelik emin 
olma durumunu yansıtır 
İTİMAT 
EDİLİRLİK 
Söylemler ve Eylemlerde tutarlılık beklentisini 
yansıtır 
AÇIKLIK Güvenen ve güven duyan arasındaki iletişimin 
açık ve dürüst algılanmasını yansıtır 
İLGİLİLİK 
Diğerlerinin refahına yönelik ilgiyi yansıtır
Bromiley ve Cummings Güven Modeli 
(1996) 
Bromiley ve Cummings bireysel ve örgütsel güven ayırımını yapmıştır. 
Güveni “duygusal, bilişsel ve niyetsel” parçalardan oluşan bir olgu olarak 
tanımlamıştır. Belirtilen üç güven unsuru çalışan davranışlarını 
tanımlamaya yöneliktir. 
Diğer sayfadaki tabloda güven matrisi tanımlaması yer almaktadır.
Bromiley ve Cummings Güven Matrisi 
GÜVEN PARÇALARI 
Duygusal Bilişsel Niyetsel 
G 
Ü 
V 
E 
N 
B 
O 
Y 
U 
T 
L 
A 
R 
I 
Bağlılığı 
koruma 
Dürüst Şekilde 
Tartışma 
Avantaj 
Sağlamaktan 
Kaçınma
Bromiley ve Cummings güveni bireyin ya da birey grubunun 
diğer birey ya da birey grupları üzerindeki ortak inançları 
olarak değerlendirmiş ve güvenin 
1.Açıkça ya da gizli olarak birisi için iyi inanca sahip olma 
çabasını 
Bireyin “itimat edilir davranması” ya da bağlılığı oluşturmaya 
yönelik hareket ettiğini ileri sürer. 
2. Dürüst olmayı 
Birinci boyutunu da içererek, güvenli birey hareketlerinin 
bireylerin istekleriyle tutarlı olduğunu sürer 
3.Şartlar elverse bile diğerinden avantaj sağlamayı 
beklememeyi beraberinde getirdiğini belirtmişlerdir. 
Güvenli bireyin faydacı olmadığını ileri sürer. 
Güvenilir davranışı bu maddelere göre hareket eden davranış 
olarak tanımlamıştır
Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd Güven 
Modeli(2000) 
Mishra’nın tanımladığı dört farklı güven boyutuna 
(a) yeterlik 
(b) açıklık 
(c) ilgililik 
(d) itimat edilirliğe 
beşinci boyut olarak özdeşleşme boyutunu eklemiş ve beş boyutlu bir model geliştirmiştir. 
Beşinci boyut olan özdeşleşme örgüt üyelerinin örgütsel hedefler , değerler ve inançlar ve 
normlarla birleşip birleşmediği önemi üzerine vurgu yapar. 
Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd (2000), Mishra (1996) modelini genişleterek örgütsel 
güven ölçeği geliştirmişlerdir. beş boyutta örgütsel güveni ölçmeye çalışmışlardır 
Yeterlik boyutu ile örgüt çalışanlarının örgütün yeterliliğine ve yaşamını sürdürebileceğine 
olan inançlarını ve bunun yanı sıra çalışanların çalışma arkadaşları ve liderlerinin 
yeterliliğini nasıl algıladıklarını. 
Açıklık boyutu ise doğru bilginin paylaşılması ve uygun iletişimin sağlanmasına yönelik 
algıyı 
İlgililik boyutu, çalışanların güvenlik, korunma, tolerans, anlayış hislerine yönelik algılarını 
İtimat edilirlik boyutu takımların, çalışma arkadaşlarının ve örgütün tutarlı ve sözüne 
güvenilir olup olmadığını Özdeşleşme boyutu ise, örgüt üyelerinin örgütsel hedefler, 
değerler, inançlar ve normlarla birleşip birleşmediğini ölçmektedir
Schokoley Zalabak ve Ellis Örgütsel GüvenParametreleri 
Yeterlilik 
Açıklık ve 
Dürüstlülük 
İlgililik 
İtimat 
edilirlik 
Özdeşleşme 
Örgütsel 
Güven 
Algılanan 
Etkinlik 
İş 
Memnuniyeti
Bugün örgütlerde yaşanan krizlerin suyun üstünde görülen 
ekonomik, sosyal ve politik nedenleri, aslında suyun altında yer 
alan ağır güven krizinin yansımaları iken, başarılı örgütlerin 
öyküleri kuruma güven, lidere/yöneticiye güven, kurumsal vizyona 
güven gibi anahtar özellikler ile yaratılmakta olduğu söylenebilir
Örgütsel Güvenin Tarihsel Gelişimi ve Oluşumu 
Siyasal ve ekonomik hayatın örgütlerin yaşamını etkilemesi sonucunda 
güven, yönetim bilim tarihinde de sıkça tartışılmıştır. Machiavelli’nin 
yönetim anlayışının insan görüşü; insanın doğuştan kötü, sözünde 
durmaz, ikiyüzlü olduğudur (Başaran, 2004: 45). Güven, güvenmekle 
başlar. Çalışanlarına güven duymayan bir yönetimin, güven ortamını 
sağlaması beklenemez. 1800’lü yılların sonuna kadar devam eden klasik 
dönemin yönetim kuramcılarından Max Weber, bürokrasi adını verdiği 
yönetim biçiminde, kuralların ve yasaların artışına dikkati çekmektedir. 
Çağdaş iş yaşamında kurallar ve sözleşmenin genel önemi kabul edilirken, 
bunların işyerinde güven ihtiyacını kaldırmadığı da açıktır. Taylor’un 
kurduğu bilimsel yönetim ilkeleri, çalışanlara ciddi sorumluluklar 
yüklemekte ve görevlerini son derece detaylandırarak onlara 
güvenilmeyeceği mesajını vermektedir (Fukuyama, 1998: 239-242). 
Yönetimi bir işlevler dizisi olarak ele alan Fayol, çalışanları tembel ve 
güvenilmez olarak görmüş ve onları katı disiplin kurallarıyla çalıştırmak 
gerektiğini ifade etmiştir. Bununla birlikte, Fayol’un açıkladığı yönetim 
ilkelerinden işbölümü ve uzmanlaşmayı, astlara yetki ve sorumluluk 
verilmesini, örgütsel güven ile ilişkilendirebiliriz (Asunakutlu, 2001) 
69
Klasik ve neo-klasik yönetim kuramlarının güven unsuru açısından 
incelenmesi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Ancak klasik 
dönemdeki yönetim anlayışının, güven unsuru açısından sınırlı kaldığını 
ifade edebiliriz. Diğer yandan, insan ilişkilerini temel alan neo-klasik 
kuramda, çalışanlara değer verilmesi, iş ilişkilerinde bireysel 
değişkenlerinin göz önüne alınması açısından, klasik kurama göre güvenin 
daha belirgin olduğu söylenebilir. Neo klasik görüş yöneticilere, 
çalışanlarını zorlamadan güvenli davranmalarını telkin etmektedir. Yine 
McGregor’un X ve Y kuramlarının varsayımlarına bakıldığında, temelde 
güven unsurunun önemsendiği dikkati çekmektedir (Asunakutlu, 2004). 
Sistem kuramcılarına göre, örgüt bir toplumsal sistemdir ve yapısı, 
yönetimi, işgöreni ve alt sistemleriyle bir bütün olarak bakılmalı, örgüt ve 
yönetimi ile işgören davranışları bir bütün olarak incelenmelidir (Başaran, 
2008: 39). Sistem düşüncesi çerçevesinde güven, çalışanların kendilerini 
bir bütünün parçaları olarak görmeleri ve diğer parçalarla etkileşime girip 
onları dikkate almaları olarak görülmektedir (Yılmaz, 2006: 49). Sosyal 
hayatta güveni inşa etmenin güçlüğü, örgütsel yaşamda da kendini 
göstermektedir. Örgütte yöneticiye duyulan güven, işgörenlerce örgütün 
bütününe atfedildiği için alanyazında, örgütsel güvenin başlatıcısı olarak 
yöneticiler görülmektedir (Sağlam Arı, 2003). Çünkü örgütlerde güven, 
yukarıdan başlayıp aşağıya doğru yayılmaktadır. 
70
Örgütsel güvenin oluşmasında yöneticiye duyulan güvenin yanı sıra, 
güven konusunda bireysel ve ortaklaşa öğrenmenin de etkili olabileceği 
ifade edilmiştir (Yaşar, 2005: 70). Bu durumda, örgüt içinde güvenin 
kendiliğinden oluşmasını beklemek anlamlı olmayacaktır. Örgütsel 
işleyişin sağlanmasında güvenin üç temel rolünün olduğu ileri 
sürülmektedir (Kramer, 2006). Bunlardan ilki, örgütte güvenin 
yaygınlaşmasıyla işlem maliyetinin düşeceğidir. Diğeri, örgüt üyeleri 
arasında kendiliğinden sosyallik ve işbirliğini sağlayacağıdır. Son olarak 
güvenin, örgütsel otoriteye uyumu kolaylaştırıcı etkiye sahip olduğu ifade 
edilmiştir. Bir örgütte güven duygusunu oluşturmak için örgüt üyelerin 
doğru ve dürüst olması ve örgüt içinde açık bir iletişim ortamının 
sağlanması beklenir (Baltaş, 2003: 61). Bu duyguyu oluşturacak en etkili 
kişi ise o örgütün yöneticisidir. Brownell (2000), yöneticilerin örgütte 
güvenli bir ortam yaratabilmeleri için sahip olmaları gereken nitelikleri şu 
şekilde sıralamıştır; 
71
a) Taahhütlerini ve sözlerini tutmak 
b) Doğru ve açık iletişim 
c) Dinlemek 
d) Güveni korumak 
e) Erişilebilir olmak 
f) Gerçeği söylemek 
g) Saygı göstermek 
h) Adil ve tutarlı olmak 
ı) İşbirliğini sağlamak ve yardımcı olmak 
j) Suçlamaktan kaçınmak ve bilmezden gelmemek 
k) Hesap verebilir olmak 
72
Yönetim alanında yapılan çalışmalarda güven kavramı çoğunlukla yöneten 
ve yönetilen arasındaki ilişki açısından ele alınmaktadır (Toprak, 2006: 30). 
Yöneticinin, örgütte yalın ve açık bir iletişim ortamını oluşturmaya 
çalışması, örgütte yöneticiye güven duyulmasına ve işgörenlerin 
yaratıcılıklarının ortaya çıkmasına katkı sağlar (Yalçınkaya, 2007: 83). 
Örgütte güvenin sağlanmasında yöneticinin niteliklerinin yanı sıra kuruma 
bağlı bazı özelliklerin de gerçekleşmesi gerekmektedir. Marshall (2000), 
kurumlarda güven ortamının oluşturulması için gerekli kurumsal unsurları 
şu şekilde sıralamıştır (Akt: Yılmaz, 2006: 59); 
1) Vizyon ve hedefleri açıkça belirlemek 
2) Geçmişteki hatalara takılıp kalmadan, örgüt için “Temiz bir sayfa” 
açmak 
3) Bireylerin karşılıklı beklentilerinin açıkça ifade edilmesi ve bunların 
herkesçe bilinmesini sağlamak 
4) Çalışma ortamının nasıl olması gerektiği konusunda fikir birliğine 
varmak 
5) Kurumda iletişimi iyileştirip bilgi akışını hızlandırmak 73
Örgütte güven oluşturulurken, bu duruma engel olabilecek etmenlerin de 
bilinmesinde fayda vardır. Galford ve Drapeau (2004: 165), örgütte güven 
oluşumuna engel olabilecek durumlardan bazılarını ifade etmiştir. Bunlar; 
(a) tepe yönetimden gelen iletilerin tutarsızlığı, (b) yetersizliğe ve kötü 
davranışa hoşgörü gösterilmesine göz yumma, (c) dürüst olmayan geri 
bildirim, (d) başkalarının işini iyi yapabileceğine güvenmemek, (e) sıkıntı 
verici ve gerilimi yüksek olan durumları görmezden gelme, (f) örgütün 
ediminin sürekli düşük olması ve (g) dedikodudur. 
Örgütsel güveni oluşturmak oldukça zor ve zaman alıcı bir süreçtir. Ancak 
bu süreçte örgütte güveni oluşturmak, korumak ve zarar gördüğünde 
onarmak, yöneticilerin gündeminin birinci maddesi olmalıdır (Galford ve 
Drapeau, 2004: 182). 
Bunun yanı sıra, örgütteki denetim şekli de işgörenlerin güvenini 
etkileyebilir. Örgütte resmi denetimler güveni sarsarken, sosyal denetim, 
güvenilir ilişkilerin gelişmesini cesaretlendiren bir örgüt kültürü 
oluşmasını sağlayabilir (Khodyakov, 2007: 2). 
74
Örgüt Kültürü - Örgütsel Güven İlişkisi 
“Güçlü kurum kültürüne sahip örgütlerde çalışanlar, kültürün temel değerlerine 
sıkı sıkıya bağlanmışlardır. Bütün çalışanlar, merkezi gücü elinde bulunduranların 
kendilerinden ne beklediğini anlamakta ve buna uygun davranarak kurumun 
amaçlarına bağlılık duymaya başlamaktadırlar. Zayıf kurum kültürünün olduğu 
örgütlerde ise çalışanlar arasındaki bağlar gevşek olup kurumun temel değerleri 
üzerinde tam bir uzlaşma sağlanmaması şeklinde güçlü kurum kültüründen tam 
tersi bir durum söz konusudur” (Dinç, 2007). Kurum içi ilişkilerin kurulmasında ve 
gelişmesinde güven en önemli öğeyi oluşturmaktadır. Bu ilişkilerde güvenin 
gelişimi tarafların birbirleriyle ilgili beklentilerine ve karşılıklı davranışlarının 
gerçekleşme biçimine bağlı olmaktadır. 
Çalışanların örgütsel güven kavramını nasıl algıladıkları ve bu güveni etkileyen 
faktörlerin işverenler ve yöneticiler tarafından bilinmesi, onların daha iyi karar 
vermelerine yardımcı olabilmektedir. Burada da kurum içi ilişkilerde güveni 
geliştirmek için önemli unsurlardan biri olarak kabul edilen “iletişim” devreye 
girmektedir. Yönetim ile oluşturulan diyalog içinde işgörenler işi ne için 
yaptıklarını, kurumun kısa ve uzun vadeli amaçlarının ne olduğunu, işin nasıl 
gerçekleştiğini, kurumun durumunun ne olduğunu, iş sürecinin nasıl işlediğini 
öğrenerek yaptıkları işi gerek kendi mantığı içinde, gerekse örgütsel sistemin genel 
bütünlüğü içinde anlayıp öğrenmek istemektedirler. Ancak “kurum içi iletişimde 
her çalışanın olaylara tepkisinin farklı olması nedeniyle aksaklıklar meydana 
gelebilmektedir” (Okay, 2005). 
75
Örgütsel Güvenin Öncülleri ve Çıktıları 
Örgütsel Güvenin Öncülleri 
Güven algısı, güvenen kişinin kendine has özelliklerinden de 
etkilenebilmektedir. İşgörenin kişisel özellikleri, diğer kişilerle benzerliği, 
güvenme eğilimi ve tanınmışlığı güven algısını etkileyen bireysel 
değişkenlerdir. 
Güveni belirleyen bir diğer değişken de ulusal ve örgütsel kültürdür. 
Yapılan araştırmalar ulusal kültür, değerler, bireysellik / toplumculuk, güç 
mesafesi gibi kültür özelliklerinin bireylerin güven algısında önemli rol 
oynadığını göstermiştir. 
76
Güvenin etkilendiği bir diğer değişken de liderliktir. Özellikle lider desteği, 
dönüşümsel liderlik ve etik liderlik davranışları örgütlerde güven oluşturmada 
önemli etkiye sahiptir. İletişim süreci, iletişim sürecindeki etik davranış ve 
iletişim süresi, örgütlerde güvenin oluşmasında etkili özelliklerdir. Örgütsel 
yapı ile ilgili özellikler de güveni etkileyen öncül değişkenlerdendir. Kendini 
güvende hisseden, gevşek denetime tabi, güçlendirilmiş özerk işgörenler 
daha fazla güven duymaktadır. Ayrıca örgütlerde kaynak bağımlılığı ve ücret 
arttıkça güven düzeyi de artmaktadır. Örgüt yapısı küçük olan örgütlerde ve 
yapısı büyük olan örgütlerin küçülmesi ile birlikte örgütsel güven düzeyinde 
artma gözlenmektedir. Örgütsel süreçlere, ilişkilere bağlı olarak yaşanan bazı 
değişkenler de güvenin düzeyini olumlu ya da olumsuz olarak 
etkilemektedirler. Örneğin algılanan örgütsel destek, eşitlik, iş doyumu, 
adalet, işbirlikli karar alma, paylaşma, bağlılık, hizmet kalitesi ve örgütsel 
kimlik algısı arttıkça güven de artmaktadır. Buna karşın örgüte ilişkin olumsuz 
duygular arttıkça güven düzeyi düşmektedir. Son olarak da bireyin işine 
güdülenmişlik düzeyi arttıkça güven düzeyi de artmaktadır (Polat, 2009: 56). 
77
Örgütsel Güven Çıktıları 
Örgütsel güven birçok değişkeni etkilemektedir. Özellikle bireylerin iş 
doyumu, örgütsel adalet, örgütsel özdeşleşme, örgütsel bağlılık, örgütsel 
vatandaşlık davranışı, inisiyatifi ele alma davranışı, morali, örgütsel stres, 
çatışma, problem çözme becerisi, risk alma davranışı, sosyal sorumluluk 
alma davranışı ve yaratıcılığı güven algısı ile doğru orantılı olarak 
artmaktadır. Buna karşılık örgütsel stres, çatışma yaşanma eğiliminde 
güven algısı düzeyi ile ters bir orantı olduğu araştırmalarla saptanmıştır. 
Ayrıca güven açık örgüt kültürleri geliştirme, bilgi yaratımı, çevreye uyum, 
değişime direnç, grup bağlılığı, iletişim, işbirliğini kolaylaştırma, iş devri, 
kaynak aktarımı, işgören devamsızlığını azaltma, işten ayrılma niyeti, karar 
verme sürecini kolaylaştırma, kontrol, örgütsel kararlılık, örgüt iklimi, 
örgütsel verimlilik, örgütsel yenileşme ve öğrenme, örgütsel performans, 
bölüm performansı, bireysel performans, yetki devrini kolaylaştırma gibi 
örgütsel değişkenlerini de doğrudan etkilemektedir (Polat, 2009: 58). 
78
Örgütsel Güvenin Öncülleri ve Çıktıları (Polat, 2009:57) 
79
ÖRGÜTSEL GÜVENİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER 
Birçok araştırmacı çalışmalarında birbirlerinden farklı ve birbirine benzer 
bir çok faktörün güveni etkilediğini tespit etmiştir. Aşağıdaki tablo, Mayer 
ve diğerleri ile diğer kaynaklar kullanılarak hazırlanmıştır. Mayer ve 
diğerleri (1995); Hoy ve Tschannen-Moran, (1999); Blomqvist ve Stahle, 
(2000); Çimen, (2007); Uzbilek, (2006); Ercan, (2006); İşbaşı, (2000); Halis, 
Gökgöz, ve Yaşar, (2007); Tüzün, (2007); Cufaude, (1999). 
80
Yazar Faktörler 
Hovland ve Kelley (1953) Uzmanlık, Motivasyon 
Strickland (1958) Yardımseverlik 
Deutsch (1958) Tahmin edilebilirlik 
Deutsch (1960) Yetenek, üretme niyeti 
Solomon (1960) Yardımseverlik 
Kwant (1965) İtimat 
Giffen (1967) Uzmanlık, bilgi kaynaklarının güvenilirliği, niyetler, 
dinamiklik, kişisel cazibe, itibar 
Byle ve Bonacich (1970) Geçmiş karşılıklı etkileşimler 
Knee ve Knox (1970) Yeterlilik, motifler 
Farris, Senner ve Butterfly (1973) Açıklık, duyguların sahipliği, yeni davranış deneme, grup 
normları 
Jones, James ve Bruni (1975) Yetenek, bireylerin ihtiyaçları ve hak ettikleriyle ilgili 
davranışlar 
Rosen ve Jerdee (1977) Yargılama veya yeterlilik, grup amaçları 
81 
Örgütsel Güveni Etkileyen Faktörler
Yazar Faktörler 
Frost vd., (1978) Fedakârlık 
Frost, Simpson ve Maughan (1978) Güven vericiye bağlılık, başkalarını düşünme 
Gabarro (1978) İşletme karakteri, yargılama, sezgi, açıklık, önceki 
sonuçlar 
Cook ve Wall (1980) Güvenilir niyetler, yetenek 
Larzelere ve Huston (1980) Yardımseverlik, dürüstlük 
Lieberman (1981) Yeterlilik, bütünlük 
Johnson-George ve Swap (1982) Güvenilirlik 
Butler ve Cantrell (1984) Tutarlılık 
Hart, Capps, Cangemi ve Caillouet (1986) Açıklık/uyum, paylaşılan değerler, özerklik/geri besleme 
Dasgupta (1988) İnandırıcı ceza tehdidi, vaatlerin güvenilirliği 
Swan ve Travick (1987) Bağımlılık/güvenilirlik (tutarlılık, inanç, sadakat, tahmin 
edilebilirlik, saygı, güvenlik, güven), dürüstlük 
(doğruluk, motivasyon, işletmenin açıklığı), kabiliyet 
(yetenek, karakter, uzmanlık, bütünlük), alıcı ve satıcı 
yönelimi (fedakarlık, işletme sezgisi yargılaması, 
uygunluk, niyet), arkadaşlık (kabul etme, 
yardımseverlik, meyil). 
82
Yazar Faktörler 
Good (1988) Yetenek, niyet, güvenilecek kişinin nasıl davranacağına 
dair iddiaları 
Butler (1991) Erişilebilirlik, yeterlilik, tutarlılık, basiret, dürüstlük, 
bütünlük, sadakat, açıklık, sözün yerine getirilmesi, 
çabuk kavrama 
Mishra Ring ve Van de Ven (1992) Yeterlilik, açıklık önemseme, güvenilirlik, ahlaki 
bütünlük, iyi niyet 
Sitkin ve Roth (1993) Uygunluk 
Sitkin ve Roth (1993) Yetenek, değerlerin uyumu 
McAllister (1995) Bilişsel temelli (yetenek, güven, gözlem) ve duygusal 
temelli güven (fikir ve duyguların paylaşılması ile 
duygusal yatırım) 
Hoy & Tschannen-Moran (1999) Risk alma istekliliği, yardımseverlik, güvenilirlik, yeterlik, 
dürüstlük, açıklık. 
Cufaude (1999) İlişkilerin derinliği, rollerin ve sorumlulukların 
anlaşılması, iletişimin sıklığı, zamansızlığı ve doğruluk, iş 
bitirme yeterliliği, paylaşılan amaçta, yönde ve vizyonda 
açıklık, taahhütleri ve sözleri onurlandırmak, 
Blomqvist & Stahle (2000) Yeterlilik; teknik kapasite, beceri ve nasıl yapılacağını 
bilmek, iyi niyet; diğerlerine karşı ahlaki sorumluluklar 
ve pozitif niyetler, davranışlar; akla ve deneyime dayalı 
İşbaşı (2000) Adalet 
Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd (2000), Yeterlik, açıklık, ilgililik, itimat edilirlik, özdeşleşme 
83
Yazar Faktörler 
Uzbilek (2006) İş ilişkisi yoğunluğu, arkadaşlık ilişkisi, arkadaşlarını 
tanıma derecesi 
Ercan (2006) Çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı, 
yeniliğe açıklık 
Çimen (2007) Sosyal sorumluluklar; işyeri disiplini, Şikayetleri ele 
alma, insan kaynağı bulma ve seçme, eğitim 
Dinç (2007) Astlar ve üstler arasında çift yönlü iletişim, çalışan 
fikirlerinin alınması, çalışanların yönetime katılması 
Halis, Gökgöz, & Yaşar, (2007) Karar alma sürecine katılım, performans üzerine 
geribildirim, yetkilendirme, kişiler arası güven, örgütsel 
bağlılık ve verimlilik 
84 
Yukarıdaki tabloda verilen örgütsel güvene etki eden faktörler 
incelendiğinde temel faktörlerin insani değerler ve iletişim 
(yardımseverlik, sezgi, tahmin edilebilirlik vb.), profesyonellik 
(yetenek, uzmanlık, yeterlilik vb.), ve grup özellikleri (dinamikler, 
normlar, paylaşılan değerler vb.) şeklinde gruplanabilecekleri 
görülmektedir.
KAYNAKÇA; 
• İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLERİNİN OKULA İLİŞKİN ÖRGÜTSEL GÜVEN ALGI DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ 
DEĞİŞKENLER BAKIMINDAN İNCELENMESİ – DİYARBAKIR İLİ ÖRNEĞİ, DİCLE ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK 
LİSANS TEZİ - HÜSEYİN KARABIYIK 2011 
• ORTAÖĞRETİM ÖĞRETMENLERİNİN ALGILADIKLARI ÖRGÜTSEL GÜVEN DÜZEYİ İLE ÖRGÜTSEL KÜLTÜR 
DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ - PENDİK İLÇESİ ÖRNEĞİ, YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK 
LİSANS TEZİ - SEMRA UÇAR ŞAHMELİKOĞLU 2013 
• ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİLERİN ÖRGÜTSEL GÜVEN ALGILARININ 
BELİRLENMESİ, KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ - SİNAN BAŞARAN 2011 
• ÖRGÜTSEL ADALET ALGISI İLE ÖRGÜTSEL İLETİŞİM ARASINDAKİ İLİŞKİ, MARMARA ÜNİVERSİTESİ 
YÜKSEK LİSANS TEZİ – GÖKÇE ÖZKILIÇCI 2011 
• PROF. DR. EROL EREN – YÖNETİM VE ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ/BETA YAYINLARI 13. BASKI 
• Doc.Dr. İPEK KALEMCİ TÜZÜN – GÜVEN, ÖRGÜTSEL GÜVEN VE ÖRGÜTSEL GÜVEN MODELLERİ 
• ÖRGÜTSEL ADALETİN ,KAPSAM İÇİ VE KAPSAM DIŞI PERSONEL TARAFINDAN ALGILANMASI : BİR 
UYGULAMA –İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ-ADVİYE ASLI 
DENİZLİ-2014 
• İNSAN KAYNAKLARI UYGULAMALARINA İLİŞKİN ÖRGÜTSEL ADALET ALGISININ ÇALIŞANLARIN TUTUM 
VE DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ-İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ-GÖZDE YILMAZ- 
2004 
85
Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.

Mais conteúdo relacionado

Mais procurados

Kurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukKurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukKeskin Bicak
 
örgütsel vatandaşlık davranışı
örgütsel vatandaşlık davranışı örgütsel vatandaşlık davranışı
örgütsel vatandaşlık davranışı OZDEN OZLÜ
 
Motivasyon (1)
Motivasyon (1)Motivasyon (1)
Motivasyon (1)kobikobi
 
Süreç teorileri, beklenti teorisi
Süreç teorileri, beklenti teorisiSüreç teorileri, beklenti teorisi
Süreç teorileri, beklenti teorisiYiğit Şener
 
Öğrenen Organizasyonlar - Learning Organizations
Öğrenen Organizasyonlar - Learning OrganizationsÖğrenen Organizasyonlar - Learning Organizations
Öğrenen Organizasyonlar - Learning OrganizationsFerhat İşcan
 
Koordinasyon ve kontrol
Koordinasyon ve kontrolKoordinasyon ve kontrol
Koordinasyon ve kontrolHava Yaşbay
 
İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇
İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇
İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇Tugba Ozen
 
Mustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleri
Mustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleriMustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleri
Mustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleriDr. Mustafa Değerli
 
örgütsel çatışma ve çatışma yönetimi
örgütsel çatışma ve çatışma yönetimiörgütsel çatışma ve çatışma yönetimi
örgütsel çatışma ve çatışma yönetimiSELÇUK YÜCESOY
 
Örgütsel Motivasyon
Örgütsel MotivasyonÖrgütsel Motivasyon
Örgütsel MotivasyonOZDEN OZLÜ
 
Örgütsel Öğreneme ve Öğrenen Organizasyon
Örgütsel Öğreneme ve Öğrenen OrganizasyonÖrgütsel Öğreneme ve Öğrenen Organizasyon
Örgütsel Öğreneme ve Öğrenen OrganizasyonEmre Aydın
 
Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇
Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇
Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇Murat Aydin
 

Mais procurados (20)

Kurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukKurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumluluk
 
Beklenti Teorisi
Beklenti TeorisiBeklenti Teorisi
Beklenti Teorisi
 
ÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKA
ÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKAÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKA
ÖRGÜTLERDE GÜÇ VE POLİTİKA
 
örgütsel vatandaşlık davranışı
örgütsel vatandaşlık davranışı örgütsel vatandaşlık davranışı
örgütsel vatandaşlık davranışı
 
Motivasyon (1)
Motivasyon (1)Motivasyon (1)
Motivasyon (1)
 
Süreç teorileri, beklenti teorisi
Süreç teorileri, beklenti teorisiSüreç teorileri, beklenti teorisi
Süreç teorileri, beklenti teorisi
 
Moti̇vasyon Motivation
Moti̇vasyon MotivationMoti̇vasyon Motivation
Moti̇vasyon Motivation
 
İş Tatmini
İş Tatminiİş Tatmini
İş Tatmini
 
Öğrenen Organizasyonlar - Learning Organizations
Öğrenen Organizasyonlar - Learning OrganizationsÖğrenen Organizasyonlar - Learning Organizations
Öğrenen Organizasyonlar - Learning Organizations
 
Denetim modellerii
Denetim modelleriiDenetim modellerii
Denetim modellerii
 
Koordinasyon ve kontrol
Koordinasyon ve kontrolKoordinasyon ve kontrol
Koordinasyon ve kontrol
 
İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇
İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇
İş değerleme ve ücret yöneti̇mi̇
 
Motivasyon
Motivasyon  Motivasyon
Motivasyon
 
Mustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleri
Mustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleriMustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleri
Mustafa Değerli - 2014 - Stratejik Yönetim - Makale İncelemeleri
 
örgütsel çatışma ve çatışma yönetimi
örgütsel çatışma ve çatışma yönetimiörgütsel çatışma ve çatışma yönetimi
örgütsel çatışma ve çatışma yönetimi
 
Motivasyon Yönetimi
Motivasyon YönetimiMotivasyon Yönetimi
Motivasyon Yönetimi
 
Örgütsel Motivasyon
Örgütsel MotivasyonÖrgütsel Motivasyon
Örgütsel Motivasyon
 
Örgütsel Öğreneme ve Öğrenen Organizasyon
Örgütsel Öğreneme ve Öğrenen OrganizasyonÖrgütsel Öğreneme ve Öğrenen Organizasyon
Örgütsel Öğreneme ve Öğrenen Organizasyon
 
Örgüt Kuramı
Örgüt KuramıÖrgüt Kuramı
Örgüt Kuramı
 
Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇
Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇
Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇
 

Destaque

öRgütsel güven
öRgütsel güvenöRgütsel güven
öRgütsel güvenduygudyg
 
örgütsel güven
örgütsel güvenörgütsel güven
örgütsel güvenduygudyg
 
Denizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model Önerisi
Denizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model ÖnerisiDenizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model Önerisi
Denizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model ÖnerisiCpt. Ozgur Alemdag
 
Kurum kültürü
Kurum kültürüKurum kültürü
Kurum kültürüaysoli
 
Etik ve iş etiği-Manisa 2013
Etik ve iş etiği-Manisa 2013Etik ve iş etiği-Manisa 2013
Etik ve iş etiği-Manisa 2013Deniz Dirik
 
Grup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-son
Grup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-sonGrup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-son
Grup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-sonDokuz Eylül University
 
Kültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve Ödüllendirme
Kültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve ÖdüllendirmeKültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve Ödüllendirme
Kültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve Ödüllendirmesuskun57
 
Yöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim Notları
Yöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim NotlarıYöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim Notları
Yöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim Notlarıgesiad
 
Meslek hastaliklari sunum
Meslek hastaliklari sunumMeslek hastaliklari sunum
Meslek hastaliklari sunumyavuzisiktan
 
Davranis bilimleri dersi sunum 2
Davranis bilimleri dersi sunum 2Davranis bilimleri dersi sunum 2
Davranis bilimleri dersi sunum 2Mert Erkol
 
Yönetim ve Organizasyon Teorileri
Yönetim ve Organizasyon TeorileriYönetim ve Organizasyon Teorileri
Yönetim ve Organizasyon TeorileriEmre Aydın
 
Kısa modül notları (motivasyon)
Kısa modül notları (motivasyon)Kısa modül notları (motivasyon)
Kısa modül notları (motivasyon)MUSTAFA BAYINDIR
 
Perakende Satış Eğitimi
Perakende Satış EğitimiPerakende Satış Eğitimi
Perakende Satış EğitimiMüge Ispartalı
 

Destaque (20)

öRgütsel güven
öRgütsel güvenöRgütsel güven
öRgütsel güven
 
örgütsel güven
örgütsel güvenörgütsel güven
örgütsel güven
 
Denizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model Önerisi
Denizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model ÖnerisiDenizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model Önerisi
Denizcilikte İnsan Kaynakları ve Gelişimi İçin Bütünleşik Bir Model Önerisi
 
ÖRGÜTSEL ÖZDEŞLEŞME
ÖRGÜTSEL ÖZDEŞLEŞMEÖRGÜTSEL ÖZDEŞLEŞME
ÖRGÜTSEL ÖZDEŞLEŞME
 
Duygusal emek sunumu
Duygusal emek   sunumuDuygusal emek   sunumu
Duygusal emek sunumu
 
Kurum kültürü
Kurum kültürüKurum kültürü
Kurum kültürü
 
Etik ve iş etiği-Manisa 2013
Etik ve iş etiği-Manisa 2013Etik ve iş etiği-Manisa 2013
Etik ve iş etiği-Manisa 2013
 
Grup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-son
Grup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-sonGrup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-son
Grup dinamiği necla hoca-sınıf versiyonu-son
 
Kültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve Ödüllendirme
Kültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve ÖdüllendirmeKültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve Ödüllendirme
Kültürler Arası Yönetimde Motivasyon ve Ödüllendirme
 
ÖRGÜT İKLİMİ
ÖRGÜT İKLİMİÖRGÜT İKLİMİ
ÖRGÜT İKLİMİ
 
İş Etiği
İş Etiğiİş Etiği
İş Etiği
 
İş Etiği | Business Ethics
İş Etiği | Business Ethicsİş Etiği | Business Ethics
İş Etiği | Business Ethics
 
Yöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim Notları
Yöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim NotlarıYöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim Notları
Yöneti̇ci̇ Asistanlığı Eğitim Notları
 
Meslek hastaliklari sunum
Meslek hastaliklari sunumMeslek hastaliklari sunum
Meslek hastaliklari sunum
 
Davranis bilimleri dersi sunum 2
Davranis bilimleri dersi sunum 2Davranis bilimleri dersi sunum 2
Davranis bilimleri dersi sunum 2
 
İşletmelerde Etik
İşletmelerde Etikİşletmelerde Etik
İşletmelerde Etik
 
Yönetim ve Organizasyon Teorileri
Yönetim ve Organizasyon TeorileriYönetim ve Organizasyon Teorileri
Yönetim ve Organizasyon Teorileri
 
Kısa modül notları (motivasyon)
Kısa modül notları (motivasyon)Kısa modül notları (motivasyon)
Kısa modül notları (motivasyon)
 
Stres yönetimi
Stres yönetimiStres yönetimi
Stres yönetimi
 
Perakende Satış Eğitimi
Perakende Satış EğitimiPerakende Satış Eğitimi
Perakende Satış Eğitimi
 

Semelhante a Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güven

HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-
HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-
HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-COSKUN CAN AKTAN
 
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARIHUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARICOSKUN CAN AKTAN
 
Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338deniz8
 
Bilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve ÖğretimiBilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve Öğretimideniz8
 
Deniz Alkan 20070660 ceit 338
Deniz Alkan 20070660 ceit 338Deniz Alkan 20070660 ceit 338
Deniz Alkan 20070660 ceit 338deniz8
 
Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338deniz8
 
21. bölüm pazarlama açisindan eti̇k
21. bölüm pazarlama açisindan eti̇k21. bölüm pazarlama açisindan eti̇k
21. bölüm pazarlama açisindan eti̇kSuleyman Bayindir
 
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARIHUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARICOSKUN CAN AKTAN
 
KURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONS
KURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONSKURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONS
KURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONSCOSKUN CAN AKTAN
 
Bilişim etiği ve öğretimi 12
Bilişim etiği ve öğretimi 12Bilişim etiği ve öğretimi 12
Bilişim etiği ve öğretimi 12deubotetijenakada
 
Bilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve ÖğretimiBilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve ÖğretimiEmre Aydın
 
Meslek etiği ve ahilik
Meslek etiği ve ahilikMeslek etiği ve ahilik
Meslek etiği ve ahilikteksasgench
 
Meslek Etigi 2 Grup Slayt
Meslek Etigi 2 Grup Slayt Meslek Etigi 2 Grup Slayt
Meslek Etigi 2 Grup Slayt Aretiasus
 
Meslek Etigi 2
Meslek Etigi 2Meslek Etigi 2
Meslek Etigi 2Aretiasus
 
1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİ
1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİ1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİ
1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİMehmet Akif Çakırer
 
HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?
HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?
HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?COSKUN CAN AKTAN
 

Semelhante a Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güven (20)

HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-
HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-
HUKUKUN İKTİSADİ ANALİZİ’NE GİRİŞ -Temel Kavramlar ve Temel İlkeler-
 
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARIHUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
 
Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338
 
Bilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve ÖğretimiBilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve Öğretimi
 
Deniz Alkan 20070660 ceit 338
Deniz Alkan 20070660 ceit 338Deniz Alkan 20070660 ceit 338
Deniz Alkan 20070660 ceit 338
 
Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338Deniz alkan 20070660 ceit 338
Deniz alkan 20070660 ceit 338
 
21. bölüm pazarlama açisindan eti̇k
21. bölüm pazarlama açisindan eti̇k21. bölüm pazarlama açisindan eti̇k
21. bölüm pazarlama açisindan eti̇k
 
Bölüşüm Adaleti
Bölüşüm AdaletiBölüşüm Adaleti
Bölüşüm Adaleti
 
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARIHUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
HUKUK TEORİSİ, HUKUK FELSEFESİ VE HUKUK DOKTRİNİ YAKLAŞIMLARI
 
KURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONS
KURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONSKURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONS
KURALLAR ve KURUMLAR RULES AND INSTITUTIONS
 
KURUMLAR (INSTITUTIONS)
KURUMLAR (INSTITUTIONS)KURUMLAR (INSTITUTIONS)
KURUMLAR (INSTITUTIONS)
 
Yonetim kuramlari
Yonetim kuramlariYonetim kuramlari
Yonetim kuramlari
 
Bilişim etiği ve öğretimi 12
Bilişim etiği ve öğretimi 12Bilişim etiği ve öğretimi 12
Bilişim etiği ve öğretimi 12
 
Bilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve ÖğretimiBilişim Etiği ve Öğretimi
Bilişim Etiği ve Öğretimi
 
Meslek etiği ve ahilik
Meslek etiği ve ahilikMeslek etiği ve ahilik
Meslek etiği ve ahilik
 
Meslek Etigi 2 Grup Slayt
Meslek Etigi 2 Grup Slayt Meslek Etigi 2 Grup Slayt
Meslek Etigi 2 Grup Slayt
 
Meslek Etigi 2
Meslek Etigi 2Meslek Etigi 2
Meslek Etigi 2
 
1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİ
1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİ1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİ
1. üni̇te (iNSAN KAYNAKLARI yÖNETİMİ
 
Etik nedir
Etik nedirEtik nedir
Etik nedir
 
HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?
HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?
HUKUKUN AMACI NEDİR ve NE OLMALIDIR? ADALET Mİ, ETKİNLİK Mİ?
 

Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güven

  • 1. ÖRGÜTSEL ADALET VE ÖRGÜTSEL GÜVEN Yıldır Yıldırım Ayça Gür Figen Serin Nazlı Kona Mehmet Kurt Sevgi Hançar Ahmet Tuna
  • 2. 1) Örgütsel Adalet 2) Örgütsel Adalet Kuramları İÇİNDEKİLER 3) Greenberg’in Adalet Teorileri Ve Sınıflandırması 4) Örgütsel Güven 5) Örgütsel Güven Kuramları 6) Örgütsel Adalet Ve Örgütsel Güven Algılarını Etkileyen Faktörler
  • 3. ADALET ADALET: Adalet, en yüksek ahlak ülküsü ,en iyi ve en doğru çözümü gösteren temel fikir ya da erdem olarak tanımlanabilmektedir. Bunun yanında sözlük anlamları; 1. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk 2. Herkese kendine uygun düşeni ,kendi hakkı olanı verme, 3. Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlamak olarak tanımlanmıştır. Geçmişte adalet kavramı uzun yıllarca filozofların ilgisini çekmiştir. Antikçağ felsefesinin sistemini kuran Aristoteles ve Platon tarafından da ele alınmıştır. Aristoteles adalet kavramını; evrensel (yasal olan, geleneğe ve ahlaka uygun) ve özel olmak (doğru ve eşit) üzere ikiye ayırmıştır. Kanunlara uyma anlamına gelen adalet aynı zamanda bir erdemdir. Aristoteles bu tür ayrımda ilgisini özel adalete yöneltir. Adil olan insan maddi varlıklardan (servet, para vs.) kendine düşeni alırken, adil olmayan insan kendi payına düşenden daha fazlasını alan insan olarak nitelendirmiştir. 3
  • 4. ADALET Özel adaleti maddi varlıkların insanlar arasında adil olarak paylaştırılması gerektiğini savunmuştur. Bu anlamda adalet iki ya da daha fazla kişiye kendi payına düşen miktarın ne azını ne de fazlasını vermektir. Platon adalet kavramını; “Herkesin kendi üzerine düşeni yapması ve kendi payına sahip olmasıdır.” şeklinde tanımlamıştır. Bunun olumsuz biçimini ise adaletsizlik olarak adlandırmıştır. Sonuç olarak, Aristoteles ve Platon adaletin en yüksek erdem olduğunu savunmuştur. Görüldüğü üzere felsefe alanında adalet eşitlik kavramıyla tanımlanabilmektedir. Herkesin her haktan eşit bir şekilde pay almasıdır. Adalet kavramını ele alan diğer felsefeciler ise David Hume ve John Rawls’dır. Hume ve Rawls ’ın adalet teorileri birbirinden farklı olsa da, adaleti erdem olarak ele almaları ortak noktaları gibi gözükmektedir. Hume adalet ve adaletsizlik arasındaki farkı göz önüne almak için kişisel çıkar ve ahlakın farklı temel oluşturduğunu söyler (Gülcan, 2010, s.282). Bu da gösteriyor ki erdem ve erdemsizlik kavramının temelini adalet kavramı oluşturmaktadır. 4
  • 5. ADALET Rawls’ın da değindiği adalet kuralları toplumun benimsediği kurallar olmasındaki neden, insanların zamanla bazı kurallar olmadan toplum içerisinde yaşamanın imkansız olduğunu farkına varmış olmalarıdır. Bu nedenle Rawls’ın değindiği adalet ; “ birbirine ters düşen düşüncelerin olduğu bir ortamda ve çıkarların yoğun yaşandığı eylemlerin erdemi olarak ifade edilir.” Toplumda insanların birbiri üzerindeki haklarının bastırılacağı umut edilir. Rawls’a karşıt bir düşünce yaratan Hume ‘a göre ise adalet faydayla ilgilidir. Rawls aynı zaman da adalet kavramı ile ilgili olmayıp doğruluğu gerektirdiğini savunurken Hume adaletin ve eşitliğin birbirine benzer olduğunu benimsemiştir. Bu durum gösteriyor ki adalet, adil olmakla benzer görülmüş ve adil olmak herkese eşit davranmak anlamında kullanılmıştır. Burada adaletin eşitlik olduğu varsayılmıştır (Gülcan, 2010, s.282). Sonuç olarak adalet ile ilgili görüşlerin genelinde adil olmak adaletin en büyük erdemidir. Hak edene hak ettiğinin verilmesi, neyin doğru neyin yanlış olduğunun belirlenmesidir. Diğer bir ifadeyle farklı görüşler arasında hakka uygunluk ve eşitlik düşüncesidir. 5
  • 6. ADALET Adaletle ilgili ileri sürülen görüşler, adaletin insanlar için büyük önem arz ettiğini göstermiştir. Adalet konusu, işgörenler açısından iki nedenden dolayı önemlidir. Birincisi; adalet işgörenlere kazançlarını maksimize etme imkanı sunar. Çalışanlar uzun vadede kazançlarının artırmak için kısa vadedeki kazançlarından vazgeçebilirler. Adaletin algı olarak tanımlanmasının sebebi, örgütteki adaletin değerlendirilmesi örgütün bireye karşı ne kadar adaletli olduğuna bakılarak değil, bireyin örgütün davranışlarını ne kadar adil bulduğu ile yapılmasıdır. Özetle; ilk bakışta adalet kavramı ile eşitlik kavramı biri biriyle aynı gibi algılansa da; adalet daha çok örgüt içi ödül ve ceza sistemi ile; eşitlik ise ödül ve cezaların uygulanmasında herhangi bir ayrıcalık gözetmeksizin herkese uygulanmasını ifade etmektedir. 6
  • 7. ÖRGÜTSEL ADALET Genel olarak Organizasyonel adaletin iş yerindeki adalet algılarına odaklanan psikolojik bir araştırma alanı olduğu söylenebilir. Literatür incelendiğinde, örgütsel adalet kavramını Greenberg (1987), Blakely(2005) ve Pillai (1999), Cropanzano ve Greenberg (1993), Donavan, Drasgow veMunson (1998) tarafından farklı şekillerde tanımlandığı görülmektedir (Atalay,2010, s.42). Örgütsel adalet; çalışanların örgüt içerisinde karşılaştıkları tutum ve davranışları algılama şeklinde ifade edilmiştir. Başka bir ifadeyle, eşitliğin ve doğruluğun otorite tarafından korunması, çalışanlara etik davranılması ve çalışanın bireysel ve örgütsel sonuçları adil olarak algılamasıdır. Ayrıca örgütsel adalet çerçevesi bireylerin kendi işlerindeki tecrübelerinin farklı yönlerini araştırmalarına da yardımcı olur. Örgütsel Adalet ile ilgili ilk oluşumlar sadece çıktıların algılanan doğrulukları çevresinde odaklanırken (dağıtımsal adalet), sonradan bunlara çıktıları tespit etmek için kullanılan prosedürlerin doğruluğunu içeren adalet ((prosedürsel, (işlemsel adalet)), saygılı ve hassas davranış (kişiler arası adalet) ve yeterli iletişim (bilgisel adalet) gibi yeni boyutlar eklenmiştir. (Marion, 2008,p.93). 7
  • 8. DAĞITIMSAL ADALET . 8  İlk çalışmalarda söz konusu olan «dağıtım adaleti» olmuştur. Dağıtımsal adalet, benzer olan bireylere benzer ve farklı olan bireylere de farklılıkları oranında farklı davranılmasını açıklar diğer bir ifadeyle dağıtımsal adalet hakkaniyeti ile ilgili adalet algısıdır . • Görevler • Hizmetler • Fırsatlar • Cezalar/ödüller • Ücretler, • Terfiler vb. her türlü kazanımın kişiler arasındaki paylaşımını konu alır
  • 9. DAĞITIMSAL ADALET 9 Bireyler elde ettikleri sonuçları • Gelir • Prim • Terfi • Sosyal haklar vb. adaletli veya adaletsiz olarak algılayabilirler. Dağıtım Adaletinde esas olan, “bireylerin, dağıtılan kaynaklardan adil şekilde pay aldığını düşünmesi” olduğu söylenebilir.
  • 10. DAĞITIMSAL ADALET Dağıtımsal adalet, ADAMS’ın Hakkaniyet (Eşitlik) teorisine dayanmaktadır. 10 Hakkaniyet Teorisine göre çalışanlar, işlerine göre; • Eğitim, • Performans • Deneyim gibi bir takım girdiler sunarlar. Mesleklerinde çalışması sonucunda ise, • Ücret • Terfi • Tanıma • Sorumluluk • İş güvenliği gibi birtakım çıktılar elde ederler.
  • 11. DAĞITIMSAL ADALET 11 Çalışanların adaletsizlik algıları memnuniyetsizliğe yol açar. Hakkaniyet algısı, motivasyonu ve iş tatminini artırır. Eşitlik kuramı ve diğer dağıtım adaleti modelleri Walster, Deutsh, Crosby, Folger, adaletsizlik algılarına ilişkin tepkileri açıklamakta yetersiz kaldıklarından araştırmalar ‘işlemsel adalet’ kavramlarını inceleme konusu yapmışlardır
  • 12. İŞLEMSEL ADALET 12 Folger ve Crapanzano, işlemsel adaleti, kazanımların belirlenmesinde kullanılan metotlar ve süreçlerle ilgili adalet algılaması olarak tanımlamıştır.  Konovsky, işlemsel adaletin dağıtım kararlarının nasıl verildiği ile ve aynı zamanda nesnel ve öznel durumlarla ilgili olduğunu belirtmiştir.  Leventhal’a göre bireyler, sosyal uyumun sağlanması için eşit ödül dağıtımının olması gerektiğine inanırlarken yüksek performansın sağlanması için sistemin önemli olduğunu düşünmektedirler.
  • 13. İŞLEMSEL ADALET 13 İşlemsel adaletin iki alt boyutu vardır (Thıbaut ve Waler) Bunlardan birincisi, karar alma sürecinde kullanılan prosedürler ve uygulamaların yapısal özellikleriyle ilgilidir. Formal prosedürler olarak da adlandırılan bu boyut, kararlar alınmadan önce çalışanlara söz hakkı verilmesini, fikir ve görüşlerinin dinlenmesini kapsar. İkinci boyut ise, karar alma sürecinde kullanılan politika ve uygulamaların karar alıcılar tarafından uygulanma şekli ile ilgilidir.
  • 14. İŞLEMSEL ADALET 14 Lind, Kestirme Adalet Kuramını ileri sürmüştür. Bu kuramın dayalı olduğu iki modelden bahsetmek mümkündür. Bunlar biri İlişkisel Model diğeri Grup Değer Modeli’dir İlişkisel Model’e göre, insanlar otoritenin kendilerine karşı nasıl davrandığını sorgularlar. Adil olan davranışlar önemlidir. Grup Değeri Modeli’nde ise bireyler gruplarla uzun dönemli bir ilişkilerinin olmasına değer verirler.
  • 15. İŞLEMSEL ADALET İşlemsel Adaletin, çalışanlar açısından önemli bir olgu olmasının sebeplerinden birisi, Grup-Değer Modeli’nde yatmaktadır. Bu modelin temel inancı; insanların sosyal varlık olduğu ve sosyal grup üyeliğinin önemli psikolojik ödüller ortaya koyduğu şeklindedir. Bir grubun üyeleri, grup tarafından kabul edilmek ve değer görmek isterler. 15 İşlemsel adaletle ilgili diğer bir yaklaşım da Tyler’ın Kendilik ilgisi Modeli’dir. • Buna göre bireyler, kendileriyle ilgili olan sonuçlara önem verdikleri için, süreçler üzerinde kontrol sahibi olmayı önemsemektedirler.
  • 16. İŞLEMSEL ADALET 16 İşlemsel Adalet, ödül ya da cezanın miktarını belirlemede kullanılan araçların algılanan adilliği üzerine odaklandığından, sonuçların nasıl belirlendiği, sonuçların bizatihi kendinden daha önemlidir. Araştırmalar, çalışanların söz hakkına sahip olduklarına inandıkları durumlarda, süreci daha adil algıladıklarını, işlemsel adaletin, çalışanların bağlılık seviyelerini belirlemede önemli olduğunu ortaya koymaktadır. İşlemsel Adalet, dağıtım kararlarının yapıldığı sürecin adaletini temsil ederken, dağıtımsal adalet, dağıtım sonuçlarının adaletini içerir. Dolayısıyla çalışanlar adaleti ele alırken, meslek içi eğitim ve motivasyon gibi iş girdilerine karşılık elde ettikleri maaş ve terfi gibi iş çıktılarını değerlendirirler ve bu girdi-çıktı oran değerlendirmesini yaparken meslektaşları ile kıyaslama içerisine girerler.
  • 17. İŞLEMSEL ADALET 17  işlemsel ve dağıtımsal adalet, birbiri ile ilişkilidir. Ücret tatmini, çalışanların dağıtımsal adalet algısından doğrudan etkilenmektedir. işlemsel adalet, daha çok yöneticiden memnuniyet ile ilgilidir. Bulgular, çalışanların kendilerine kaynak dağıtımı noktasında (dağıtımsal adalet) ve kaynakların dağıtılma yönteminin belirlenmesinde (işlemsel adalet) adil davranıldığını hissettiklerinde hem ücretlerinden, hem de yöneticilerinden daha fazla memnun olduklarını göstermektedir.
  • 18. ETKİLEŞİMSEL ADALET 18 Etkileşimsel adalet, örgütsel uygulamaların insani yönü ile ilgilidir. Adaletin kaynağı ve alıcısı arasındaki iletişim sürecinde nezaket, dürüstlük ve saygı gibi yönleri esas alır. Greenberg, etkileşim adaletini ‘kişilerarası’ ve ‘bilgisel’ adalet olmak üzere ikiye ayırmıştır Birincisi “kişiler arası duyarlılık”tır. İkincisi ise, “açıklamalar” ya da “sosyal sorumluluk boyutudur Bunlardan ilki, kararın uygulanmasından sorumlu olan kişilerin, karardan etkilenen bireylere nazik ve saygın davranıp davranmamasıyla ilgilidir. İkinci boyut ise, dağıtım kararının altında yatan mantığın, kararın etkilediği bireylere açık ve yeterli derecede açıklanıp açıklanmaması ile ilgilidir .
  • 19. 1.KİŞİLERARASI İLİŞKİDE ADALET 19 Kişilerarası ilişkide adalet, örgütsel ortamda bireylere karşı sergilenen davranışların ne ölçüde saygı sınırları içinde olduğunu ortaya koyar. İlişkisel adalet, bir iş yerinde çalışan kişilere saygı ve duyarlılık çerçevesinde hareket edildiğinde gerçekleşmiş olacaktır. Bies,etkileşim adaletini; örgütsel işlemler uygulanırken insanların maruz kaldığı tutum ve davranışların niteliği olarak tanımlamıştır karar alındığında bunun bireylere nasıl söylendiği veya söyleneceği ile ilgili adalet algılamasıdır.
  • 20. 2. BİLGİSEL ADALET 20 Bilgisel adalet, örgütsel ortamda, ilgili bilginin herkese açık olması koşuluyla sağlanabilecek bir adalet türüdür. Çalışanların kendilerine yönelik verilen kararların nasıl alındığı ile ilgili bilgiye ulaşmalarını temsil eder örgütlerde. Örneğin ücret sistemleri üzerine yapılan araştırmalar, özellikle açık ödeme sistemlerinin prosedürel adalet açısından önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü bu tür ücret sistemleri işgörenlere örgüt içindeki ücret kararlarının nasıl alındığı hakkında bilgiler sağlamakla birlikte, bu prosedürlerin ihlal edilmediğine yönelik de önemli güvenceler sunabilmektedir
  • 21. 2. BİLGİSEL ADALET 21  Greenberg’e (1993) göre bu iki adalet algısının etkileri farklıdır. Kişilerarası adalet algısı birincil olarak çıktılara yönelik tepkilerle ilgilidir. Duygusallık bireylerin arzulanmayan çıktılarla ilgili daha olumlu hissetmelerine neden olabilmektedir. Karar süreci ile ilgili yapılan çıklamalar, sürecin yapısal yönünü değerlendirmeye yönelik bilgiler içerdiklerinden ‘bilgisel adalet’ sürece yönelik tepkileri etkilemektir.  Bilgisel Adalet, kazanımların dağıtımı ve bu dağıtımlarla ilgili süreçlere ilişkin çalışanlara ne kadar bilgi verildiği ve açıklama yapıldığı ile ilgilidir Bies ve Moag’a göre çalışanlar, örgüt yetkililerinin kendilerine doğru, tam bilgiler sundukları ve verdikleri kararlar ile ilgili haklı nedenler gösterdiklerinde kendilerine adil davranıldığına inanmaktadır.
  • 22. Greenberg’in Adalet Teorileri ve Sınıflandırılması 22
  • 23. 23 Greenberg’in Adalet Teorileri Sınıflandırması Reaktif Reaktif-İçerik Teorileri Eşitlik Teorisi (Adams, 1965) Reaktif-Süreç Teorileri Prosedür Adaleti Teorisi (Thibaut&Walker, 1975) Reaktif – Proaktif Boyutu İçerik Süreç Proaktif Proaktif-İçerik Teorileri Adalet Yargı Teorisi (Leventhal 1976,1980) Proaktif-Süreç Teorileri Dağıtım Tercihi Teorisi (Leventhal&Karuza& Fry, 1980)
  • 24. Adalet Teorileri Kategorilerini Açıklayan 24 Sorular • Çalışanlar uygulamaların adil olması için ne yapabilirler? • Çalışanlar adil olmayan politikalara veya prosedürlere nasıl tepki gösterirler? • Çalışanlar politikaların veya prosedürlerin adil olması için ne yapabilirler?
  • 25. 25 Reaktif – İçerik Teorileri Adams’ın Eşitlik Teorisi Yatırımlar Kazanımlar
  • 26. Adams’ın Eşitlik Teorisi 1) Kazanımlar A Kazanımlar A Katkılar A Katkılar 2) Kazanımlar A Kazanımlar B Katkılar A Katkılar B 3) Kazanımlar A Kazanımlar A Katkılar A Katkılar 26
  • 27. Crosby’nin Göreli Yoksunluk Teorisi 27 Alt kademe çalışanların, örgütün üst kademeleriyle kendileri arasındaki karşılaştırmalarıyla ilgilidir. Adams’ın Eşitlik Teorisiyle, Crosby’nin Göreli Yoksunluk Teorisi arasındaki başlıca fark Eşitlik Teorisinde; Çalışanlar kendisiyle benzer nitelikte kişileri seçmektedir. G. Yoksunluk Teorisinde ise; Çalışanlar kendilerinden üst konumda bulunan kişilerle karşılaştırma yaparlar.
  • 28. Proaktif İçerik Leventhal’in Adalet Yargı Teorisi Katkı Kuralı Gereksinim Kuralı Eşitlik Kuralı 28
  • 30. Reaktif Süreç Thibaut & Walker’ın Prosedür Adalet Teorisi 30 Çalışanlar temel olarak elde ettikleri kazanımlarla ilgilenirler. Kazanımların belirlenmesinde kullanılan süreç üzerinde de kontrol sahibi olmak isterler.
  • 31. Proaktif Süreç Leventhal,Karuza ve Fry Dağıtım Tercihi Teorisi 31 • Kişilere haklarında karar verecek kişiyi seçme olanağı sağlamak, • Tutarlı kurallara dayanmak, • Eksiksiz ve doğru bilgilere dayalı olmak, • Karar verme gücünün yapısını tanımlamak, • Kişileri önyargılara karşı korumak, • Kişilere bilgi alma hakkı vermek, • Ahlaki ve etik kurallara uymaktır, • Prosedürlerin yapısında değişiklik yapılmasını olanaklı kılmak.
  • 33. Örgütsel Adalet Algılamalarına Etki Eden Faktörler  Örgütsel adalet algısı, bireylerin örgüt içinde kendilerine karşı adil olunup olunmadığı konusunda yargıya varmalarını sağlamaktadır.  Bir örgütte çalışan tüm insanların örgütsel adalet algılamalarına etkide bulunacak belli başlı temel kurallar vardır ,bunları şöyle sıralayabiliriz.
  • 34. 1. Doğruluk ve Dürüstlük Kuralı  Örgütsel iletişim ve etkileşimde çalışanlara gerçeğe uygun , doğru ve mümkünse tam bilgi verilmeli ,bu konuda dürüst davranılmalı ,örgütsel kurallar ve yönetmelikler herkese eşitlik çerçevesinde uygulanmalıdır.
  • 35. Örneğin; Eşitlik ilkesi T.C. Anayasasında "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. • İş Kanunu Eşit davranma ilkesi MADDE 5. - İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz. İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz. İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.
  • 36. 2.Meslek Ahlakına ,Etiğe Uygun Olma Kuralı  Örgütlerde alınan tüm kararlar ile bu konudaki uygulama ve işlemler, o iş yerinin mesleki ahlak ilkelerine uygun olmalıdır.
  • 37. İş ahlâkına ve iş etiğine sahip olmayan girişimciler, yöneticiler ve firmalar topluma yarardan çok zarar verirler. Çünkü iş ahlâkı düşük olan girişimciler, yöneticiler ve firmalar sadece kendi menfaatlerini ön planda tutarlar. Toplumdaki diğer insanları hiç düşünmezler.
  • 38. 3. Tutarlılık Kuralı  Amaç ,strateji ,politika gibi üst düzey kararların alınması ve bunların uygulanmasında dağıtım ile işlem adaletine uyulmalı ve birbirleri ile çelişkili olmamalıdır.
  • 39.  Dağıtım adaleti ; çalışanların elde ettikleri ödül ve ücretlerin miktarı ve biçimiyle ilgili algılarını temsil eder . Çalışanlar örgüte olan katkılarını örneğin eğitimini, zekasını, tecrübesini ortaya koyar ve girdi çıktı oranını hesaplar. Daha sonra ise örgütün diğer bireylerinin kazanımları ile kendi kazanımlarını karşılaştırır. Örgüt üyelerinin girdi çıktı oranlarının aynı olması örgüt içi adaleti gösterir.  İşlem adaleti ise; karar verme, planlama ve bunların yürütülmesinde doğru dürüst ve adil davranılıp davranılmadığı ile ilgilidir.
  • 40. 4.Peşin Hükümlü Olmama Kuralı  Örgütsel plan ve kararların alınmasında ve uygulamalarında her türlü peşin hükümler ve ön yargılardan uzak olunmalı , işlemlerde , iletişimde ve etkileşimde nesnel ve ayrımcılıktan uzak olunmalıdır.
  • 41.
  • 42. Etnik Ayrımcılığa örnek verecek olursak; • İngiltere’de Asya kökenli İngiliz vatandaşlar üzerine yaptıkları bir araştırmada; başvuru sırasında etnik kökenleri nedeniyle işe kabul edilmedikleri, kabul edilenlerin ise, mağdur oldukları, daha zor şartlarda ve düşük ücretle çalıştıklarını ortaya koyarak ırk ayrımcılığı yapıldığını ifade etmektedir. • Benzer bir durum ABD’ de yapılan bir araştırmada ortaya konulmaktadır. Afrika ve Uzakdoğu kökenli Amerikalıların, Latin Amerikalılardan bile farklı uygulamalarla karşılaştıkları siyah ve beyazların aynı iş yerinde çalışmalarının hala önemli bir ayrımcılık olarak işe yansıdığı görülmektedir. • Kanada’da özellikle siyah-beyaz ayrımının yapıldığı işyerlerinde Afrika kökenli ile Amerika kökenli siyah tenli vatandaşların bile benzer durumlarla karşılaştıkları durumlar da söz konusudur.
  • 43. 5.İtirazları Dikkate Alma ve Esnek Davranma Kuralı  Çalışanlardan veya ilgili kişi ve kurumlardan gelebilecek itiraz ve şikayetlere karşı alınan kararlar , yapılan işlemler nesnel olarak tekrar gözden geçirilmeli ,yapılan yanlışlıklar ve eksiklikler varsa düzeltilmelidir.
  • 44. • *İşveren, işçinin rızasını olmadan yol, yemek, ikramiye ve diğer sosyal haklarını tek taraflı kaldıramaz. *İşveren, işçinin rızası olmadan işçinin maaşını tek taraflı olarak indiremez, prim uygulamasını kaldıramaz. • *İşveren, işçinin rızası olmadan işçiyi ücretsiz izne çıkartamaz. • *İşveren, işçinin rızası olmadan grup şirketlerine geçiremez. • *İşveren, işçinin rızası olmadan psikolojik baskı olarak işçiyi alt işlere veremez. Örneğin montaj işçisinin temizlik işine verilmesi, müdürken normal işçi olması, şef iken alt göreve verilmesi. • *İşveren, işçinin rızası olmadan sözleşmede nakil yetkisi olmamasına rağmen işçiyi il dışına gönderemez. • *İşverenin il dışı yani nakil yetkisi olsa bile işçiyi psikolojik yıldırma amaçlı nakil yetkisini kötüye kullanarak işçiyi il dışına gönderemez. • *İşveren, işçiye ek yük ve külfet gerektiren iş veya görev işçinin rızası olmadan veremez. Örneğin şoförlük yapan birine tahsildarlık görevi yüklenmesi gibi.
  • 45. 6. Kararlara Katılma Kuralı  Çalışanların örgütte alınan kararlarda doğrudan veya temsilcileri vasıtasıyla katkılarının olması alınan kararların adil ve tutarlı olması açısından oldukça önemlidir.
  • 46. Sonuç olarak ; Bu kurallardan bir çoğuna uyulduğu taktirde gerek bireysel gerekse örgütsel davranışta ETKİNLİK ve VERİMLİLİK arttırılmış olacaktır. Örgütsel Adaletin sağlanabilmesi için , eşit işe eşit ücret, terfi olanaklarının nesnel olarak düzenlenip bir yönergeye bağlanması ,yine başarı değerleme sistem ve kurallarının objektif bir yönetmeliğe göre yapılması , sosyal ve özlük haklarından tüm çalışanların bilgilendirilmesi ve yararlandırılması önemli örgütsel davranış ve uygulamalardır.
  • 48. • Hem kamu hem de özel sektörde faaliyet gösteren örgütler, hızla ekonomik değişimler, yeni teknolojiler, değişen müşteri ve yatırımcı talepleri ve artan rekabetle karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunun sonucunda yöneticiler, bir yandan yüksek kalite ve etkinlik sağlamaya çalışırken bir yandan da yeniden yapılanma çalışmaları göstermektedirler. • Yeniden yapılanma çabalarına dayalı olarak da çalışanlarda güven duygusunu geliştirmek yöneticiler için önemli bir konudur. • Güven; en genel anlamda dürüstlük ve doğruluğa dayalı bir kavramdır. Bireyin herhangi bir kontrol etkisi olmadan karşısındaki kişinin davranışlarının kendi beklentilerini karşılayacak yönde gelişeceğine dair bir inanç duygusu duyması ve bu inanç doğrultusunda karşısındaki kişinin eylemlerine kendisini savunma gereği duymaksızın açık oluşudur
  • 49. • Griffin, güveni riskli bir durumda arzulanan bir amacı başarmak için, bir nesnenin herhangi bir özelliğine; bir olayın ortaya çıkacağına veya bir kişinin davranışlarına olan inancı olarak tanımlamaktadır. • Luhman’a göre güven; “Bir kişinin, karşı tarafın adil, ahlaki kurallarına uygun ve öngörülebilir biçimde davranacağına ilişkin inancı” olarak tanımlamıştır. • Mayer ve diğerleri; “Bir tarafın, karşı tarafın davranışlarının önemli sonuçlar ortaya koyacağı beklentisine bağlı olarak duyarlı davranma istekliliği” olarak tanımlamışlardır. • McAllister’a göre güven; “Bir kişinin başka bir kişinin sözlerinden, davranışlarından ve kararlarından emin olması ve bunlara göre hareket etme istekliliğidir.”
  • 50. • Güven hem birey hem de örgüt düzeyinde oluşur fakat kişiye güven ve örgüte güven farklı kavramlardır. • Kişiye güven; kişiler arası farklara dayalıdır ve kişiye özeldir. Örgütsel güven; kişilerden çok kurumlara odaklıdır. • Kişinin güven düzeyi; liderine ve örgütüne göre farklılık taşır. Lidere ve örgüte güven farklı ama birbiriyle ilişkili kavramlardır ve bir bütün olarak örgütsel güven olarak adlandırılır.
  • 51. • Örgütsel Güven; bir çalışanın, örgütün sağladığı desteğe ilişkin algıları, liderin doğru sözlü olacağına ve sözünün ardında duracağına olan inancı olarak tanımlanır ve güven hem yatay hem de dikey anlamda tüm örgüt içi ilişkilerin temelini oluşturur. • Taylor’a göre örgütsel güven; örgüt üyelerinin iyiliği için karşılıklı saygıya ve nezakete dayalı uyumlu davranışların bir sonucu olarak genellikle yavaş kazanılan bir olgudur. Çalışanın yönetsel güveni algılamasını yöneticinin beş davranış kategorisi etkilemektedir. 1) Tutarlı davranış 2) Saygın davranış 3) Denetimi paylaşma ve dağıtma 4) Etkin iletişim 5) İlgililiğini gösterebilme
  • 52. Örgütsel Güvenin Dayandığı Temeller • Çok Düzeyli: Güven çalışma arkadaşları, takım, örgüt ve örgütsel anlaşmalar arasındaki etkileşimlerden doğar. • Kültür Temelli: Güven örgüt kültürünün normlarına, değerlerine ve inançlarına sıkı sıkıya bağlıdır. • İletişime Dayalı: Doğru bilgi sağlama, kararlarla ilgili açıklamalar yapma, samimi ve açık görünme gibi iletişim davranışlarının bir sonucudur. • Dinamik: Güven; başlangıç, sağlamlaştırma ve çözülme aşamalarından oluşan bir döngüde sürekli biçimde değişim gösterir. • Çok Boyutlu: Her biri Bireyin güvene ilişkin algılarını etkileyen zihinsel, duygusal ve davranışsal faktörlerden oluşur.
  • 53. • Örgütsel güven; örgütün çalışanlarını, iş memnuniyeti ve algılanan örgüt etkinliğine bağlı durumdadır. • Örgüt içi güven; işbirlikçi davranış geliştirme, performans değerleme, amaç oluşturma, liderlik, takım ruhu oluşturma, örgütsel bağlılık ve çalışan memnuniyetine katkıda bulunma gibi örgütsel faaliyetler ve süreçlerde önemli rol oynamaktadır.
  • 54. Örgütsel Güveni Etkileyen Faktörler • Örgütsel güveni etkileyen en önemli faktörün örgüt kültürü olduğu kabul edilir. • Örgüt kültürü zaman içinde gelişir ve değişir, buna bağlı olarak da insanlar olumsuz deneyimlerle karşılaştıklarında veya karşı tarafın güvenilirliği ile ilgili hatalı tahminlerde bulunduklarında davranışlarını değiştirebilir. Bazı kültürlerde güven düzeyi olduğu kadar güvenme eğilimi de yüksektir. • Yeteneğin örgütlerde temel ve önemli bir güven kaynağı olduğuna inanılır. Örgüt düzeyinde yetenek; örgüt stratejisinin veya yönetim vizyonunun sağlamlığı olarak da değerlendirilir. • Bilgi ve iletişim de güveni geliştirmek için yönetilmesi en kolay kaynaktır. Günlük yaşantıdaki güvensizliğin çoğu duygular, beklentiler ve düşünceler ile ilgili iletişim eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
  • 55. Örgütsel Güvenin Sonuçları • Örgütsel güven çalışanların tutumsal ve davranışsal özellikleri, işleri ve örgütleri ile karşılıklı olarak ilişkilidir. • Yüksek düzeylerde güvenin örgütsel bağlılık ve iş tatmini, örgüt misyonunun etkin iletimi ve işbirliğinin gelişmesi ile yakından ilişkili olduğu ortaya konulmuştur. • Güven; yeniliği cesaretlendirmek için çalışanları güçlendirmenin vurguladığı ve çalışanlara işlerini tehlikeye atma riski olmadan hata yapma fırsatı veren toplam kalite yönetimi için de önemli bir unsurdur. • Robinson ve Roussou; güven oluşturan unsurların, insan kaynaklarının eğitim ve geliştirme, ücret ve ödül, terfi, işin yapısı, iş güvenliği, performans değerlendirme ve geri bildirim gibi çoğu alanda yer aldığını göstermiştir.
  • 56. • Güven iklimi; çalışanların iş motivasyonunu ve böylece de iş performanslarını arttırır. • Astların yöneticilere ve örgüte güveni yöneticilerin etkinliğini yükseltir. Bu etki takımlar arasında artan performansa ve problem çözme etkinliğine yardımcı olur. • Güvenin oluşturulması ile insanlar işlerinden daha fazla tatmin olur ve böylece işlerinden ayrılmayı daha az isterler. Bununla birlikte örgütsel vatandaşlık davranışları da yüksek düzeyde güvenle birlikte artar. • Yüksek düzeyde örgütsel güvenin önemli bir faydası da örgütsel değişimin ve olumsuz sonuçların kabulüdür. • Güvenin insan kaynakları sistemlerinin ve ücret yapılarındaki değişimlerin başarılı bir biçimde uygulanmasında ve çalışanların yönetsel kararlara uyum sağlamayı kabullenmesinde etkili olduğu ortaya konulmuştur.
  • 57. Örgütsel Güven Modelleri : Literatürde yer alan güven modelleri boyutları itibariyle benzerlikler ve farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle çalışmanın bu kısmında güven modelleri incelenecek ve modellerin benzer ve farklı yönleri ortaya konacaktır. Bu modeller, • Mayer, Davis ve Schoorman Güven Modeli(1995) • Mishra Güven Modeli (1996) • Bromiley ve Cummings Güven Modeli (1996) • Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd Güven Modeli (2000)
  • 58. Mayer, Davis ve Schoorman’in Güven Modeli (1995) Modelde güven ilişkisi içindeki tarafları güvenen ve güvenilen olarak ikiye ayırmışlardır. Bu modelde güven tek yönlüdür. Güvenen ve güvenilen kişi arasındaki karşılıklı güven göz önünde bulundurulamaz. Güvenen kişi güvenmeye eğilimi ya da karşıdaki kişinin güvenilmeye değer görmesine ilişkin algısı güvenin derecesine karar vermedeki anahtar ögelerdir. Güvenmeye eğilim bir kişinin hiçbir ön bilgiye sahip olmadan başka bir kişiye ne kadar güveneceğini etkiler.
  • 59. Mayer,Davis ve Schorman Güven Modeli Yetenek Yardımseverlik Dürüstlük Güven Risk Algısı İlişkilerde Tuzağa düşme riski Çıktılar Güvenme Eğilimi İlişkilerde risk alma ve algılanan güvenirlilik arasında bir döngü bulunmaktadır, olumlu bir sonuç güvenenin güvenilen kişiye karşı olumlu bir algı geliştirmesine neden olur
  • 60. Mishra Güven Modeli (1996) • Bireysel güven, kişinin bireysel ilişkilere ve davranışlara yönelik beklentilerini yansıtırken, • Örgütsel güven kişinin, örgütsel ilişkilere ve davranışlara yönelik beklentisidir. Mishra hem örgütler hem de bireyler için geçerli dört boyutlu bir güven modeli oluşturmuş ve bu dört boyutun güven algılamasını yarattığını söylemiştir; (a) yeterlik, (b) açıklık (c) ilgililik (d) itimat edilirlik
  • 61. a. Yeterlilik ,örgütsel güvene uyarlandığında, örgütün pazarda yaşamını sürdürebilme kabiliyeti ile birlikte, liderlikte etkinlik varsayımı algısını genelleştirilir aynı zamanda çalışanların örgütlerinin liderlik yeterliliğine yönelik emin olma kapsamını da yansıtır b. Açıklık ,Güvenin diğer boyutlarla ilişkisini kurabilmek açısından, açıklık ve dürüstlüğü algılayabilmek yöneticiler ve çalışanlar arasındaki iş ilişkilerinde anahtar durum konumundadır Açıklığı oluşturmada en önemli rol liderlere düşmektedir. c.İlgililik, İçtenlik ve şefkat, açıklık ile birleşerek ilgililik algılayışını oluşturur. Bu boyut örgüt üyelerinin, liderlerinin ilgililiğini algıladığında oluşur. Mishra ilgililiği, grup örgüt yada sosyal düzeyde birinin kendi menfaatleri ile diğerlerinin menfaatlerini dengelendiği durum olarak tanımlamıştır. d. itimat edilirlik, tutarlı ve güvenilir davranış beklentisi ile ilgilidir. Söylemlerde ve eylemlerde tutarlılık ve uygunluk güveni. Yöneticiler ve çalışanlar arasındaki güven, tutarlı davranış ile gerçekleşecek, iş ilişkilerindeki kararlar, bu davranışlardan etkilenecektir
  • 62. Mishra Güven Modeli Boyutları BOYUT ANLAM YETERLİLİK Kişi yada örgütten beklenen standartları gerçekleştirebilme yeteneğine yönelik emin olma durumunu yansıtır İTİMAT EDİLİRLİK Söylemler ve Eylemlerde tutarlılık beklentisini yansıtır AÇIKLIK Güvenen ve güven duyan arasındaki iletişimin açık ve dürüst algılanmasını yansıtır İLGİLİLİK Diğerlerinin refahına yönelik ilgiyi yansıtır
  • 63. Bromiley ve Cummings Güven Modeli (1996) Bromiley ve Cummings bireysel ve örgütsel güven ayırımını yapmıştır. Güveni “duygusal, bilişsel ve niyetsel” parçalardan oluşan bir olgu olarak tanımlamıştır. Belirtilen üç güven unsuru çalışan davranışlarını tanımlamaya yöneliktir. Diğer sayfadaki tabloda güven matrisi tanımlaması yer almaktadır.
  • 64. Bromiley ve Cummings Güven Matrisi GÜVEN PARÇALARI Duygusal Bilişsel Niyetsel G Ü V E N B O Y U T L A R I Bağlılığı koruma Dürüst Şekilde Tartışma Avantaj Sağlamaktan Kaçınma
  • 65. Bromiley ve Cummings güveni bireyin ya da birey grubunun diğer birey ya da birey grupları üzerindeki ortak inançları olarak değerlendirmiş ve güvenin 1.Açıkça ya da gizli olarak birisi için iyi inanca sahip olma çabasını Bireyin “itimat edilir davranması” ya da bağlılığı oluşturmaya yönelik hareket ettiğini ileri sürer. 2. Dürüst olmayı Birinci boyutunu da içererek, güvenli birey hareketlerinin bireylerin istekleriyle tutarlı olduğunu sürer 3.Şartlar elverse bile diğerinden avantaj sağlamayı beklememeyi beraberinde getirdiğini belirtmişlerdir. Güvenli bireyin faydacı olmadığını ileri sürer. Güvenilir davranışı bu maddelere göre hareket eden davranış olarak tanımlamıştır
  • 66. Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd Güven Modeli(2000) Mishra’nın tanımladığı dört farklı güven boyutuna (a) yeterlik (b) açıklık (c) ilgililik (d) itimat edilirliğe beşinci boyut olarak özdeşleşme boyutunu eklemiş ve beş boyutlu bir model geliştirmiştir. Beşinci boyut olan özdeşleşme örgüt üyelerinin örgütsel hedefler , değerler ve inançlar ve normlarla birleşip birleşmediği önemi üzerine vurgu yapar. Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd (2000), Mishra (1996) modelini genişleterek örgütsel güven ölçeği geliştirmişlerdir. beş boyutta örgütsel güveni ölçmeye çalışmışlardır Yeterlik boyutu ile örgüt çalışanlarının örgütün yeterliliğine ve yaşamını sürdürebileceğine olan inançlarını ve bunun yanı sıra çalışanların çalışma arkadaşları ve liderlerinin yeterliliğini nasıl algıladıklarını. Açıklık boyutu ise doğru bilginin paylaşılması ve uygun iletişimin sağlanmasına yönelik algıyı İlgililik boyutu, çalışanların güvenlik, korunma, tolerans, anlayış hislerine yönelik algılarını İtimat edilirlik boyutu takımların, çalışma arkadaşlarının ve örgütün tutarlı ve sözüne güvenilir olup olmadığını Özdeşleşme boyutu ise, örgüt üyelerinin örgütsel hedefler, değerler, inançlar ve normlarla birleşip birleşmediğini ölçmektedir
  • 67. Schokoley Zalabak ve Ellis Örgütsel GüvenParametreleri Yeterlilik Açıklık ve Dürüstlülük İlgililik İtimat edilirlik Özdeşleşme Örgütsel Güven Algılanan Etkinlik İş Memnuniyeti
  • 68. Bugün örgütlerde yaşanan krizlerin suyun üstünde görülen ekonomik, sosyal ve politik nedenleri, aslında suyun altında yer alan ağır güven krizinin yansımaları iken, başarılı örgütlerin öyküleri kuruma güven, lidere/yöneticiye güven, kurumsal vizyona güven gibi anahtar özellikler ile yaratılmakta olduğu söylenebilir
  • 69. Örgütsel Güvenin Tarihsel Gelişimi ve Oluşumu Siyasal ve ekonomik hayatın örgütlerin yaşamını etkilemesi sonucunda güven, yönetim bilim tarihinde de sıkça tartışılmıştır. Machiavelli’nin yönetim anlayışının insan görüşü; insanın doğuştan kötü, sözünde durmaz, ikiyüzlü olduğudur (Başaran, 2004: 45). Güven, güvenmekle başlar. Çalışanlarına güven duymayan bir yönetimin, güven ortamını sağlaması beklenemez. 1800’lü yılların sonuna kadar devam eden klasik dönemin yönetim kuramcılarından Max Weber, bürokrasi adını verdiği yönetim biçiminde, kuralların ve yasaların artışına dikkati çekmektedir. Çağdaş iş yaşamında kurallar ve sözleşmenin genel önemi kabul edilirken, bunların işyerinde güven ihtiyacını kaldırmadığı da açıktır. Taylor’un kurduğu bilimsel yönetim ilkeleri, çalışanlara ciddi sorumluluklar yüklemekte ve görevlerini son derece detaylandırarak onlara güvenilmeyeceği mesajını vermektedir (Fukuyama, 1998: 239-242). Yönetimi bir işlevler dizisi olarak ele alan Fayol, çalışanları tembel ve güvenilmez olarak görmüş ve onları katı disiplin kurallarıyla çalıştırmak gerektiğini ifade etmiştir. Bununla birlikte, Fayol’un açıkladığı yönetim ilkelerinden işbölümü ve uzmanlaşmayı, astlara yetki ve sorumluluk verilmesini, örgütsel güven ile ilişkilendirebiliriz (Asunakutlu, 2001) 69
  • 70. Klasik ve neo-klasik yönetim kuramlarının güven unsuru açısından incelenmesi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Ancak klasik dönemdeki yönetim anlayışının, güven unsuru açısından sınırlı kaldığını ifade edebiliriz. Diğer yandan, insan ilişkilerini temel alan neo-klasik kuramda, çalışanlara değer verilmesi, iş ilişkilerinde bireysel değişkenlerinin göz önüne alınması açısından, klasik kurama göre güvenin daha belirgin olduğu söylenebilir. Neo klasik görüş yöneticilere, çalışanlarını zorlamadan güvenli davranmalarını telkin etmektedir. Yine McGregor’un X ve Y kuramlarının varsayımlarına bakıldığında, temelde güven unsurunun önemsendiği dikkati çekmektedir (Asunakutlu, 2004). Sistem kuramcılarına göre, örgüt bir toplumsal sistemdir ve yapısı, yönetimi, işgöreni ve alt sistemleriyle bir bütün olarak bakılmalı, örgüt ve yönetimi ile işgören davranışları bir bütün olarak incelenmelidir (Başaran, 2008: 39). Sistem düşüncesi çerçevesinde güven, çalışanların kendilerini bir bütünün parçaları olarak görmeleri ve diğer parçalarla etkileşime girip onları dikkate almaları olarak görülmektedir (Yılmaz, 2006: 49). Sosyal hayatta güveni inşa etmenin güçlüğü, örgütsel yaşamda da kendini göstermektedir. Örgütte yöneticiye duyulan güven, işgörenlerce örgütün bütününe atfedildiği için alanyazında, örgütsel güvenin başlatıcısı olarak yöneticiler görülmektedir (Sağlam Arı, 2003). Çünkü örgütlerde güven, yukarıdan başlayıp aşağıya doğru yayılmaktadır. 70
  • 71. Örgütsel güvenin oluşmasında yöneticiye duyulan güvenin yanı sıra, güven konusunda bireysel ve ortaklaşa öğrenmenin de etkili olabileceği ifade edilmiştir (Yaşar, 2005: 70). Bu durumda, örgüt içinde güvenin kendiliğinden oluşmasını beklemek anlamlı olmayacaktır. Örgütsel işleyişin sağlanmasında güvenin üç temel rolünün olduğu ileri sürülmektedir (Kramer, 2006). Bunlardan ilki, örgütte güvenin yaygınlaşmasıyla işlem maliyetinin düşeceğidir. Diğeri, örgüt üyeleri arasında kendiliğinden sosyallik ve işbirliğini sağlayacağıdır. Son olarak güvenin, örgütsel otoriteye uyumu kolaylaştırıcı etkiye sahip olduğu ifade edilmiştir. Bir örgütte güven duygusunu oluşturmak için örgüt üyelerin doğru ve dürüst olması ve örgüt içinde açık bir iletişim ortamının sağlanması beklenir (Baltaş, 2003: 61). Bu duyguyu oluşturacak en etkili kişi ise o örgütün yöneticisidir. Brownell (2000), yöneticilerin örgütte güvenli bir ortam yaratabilmeleri için sahip olmaları gereken nitelikleri şu şekilde sıralamıştır; 71
  • 72. a) Taahhütlerini ve sözlerini tutmak b) Doğru ve açık iletişim c) Dinlemek d) Güveni korumak e) Erişilebilir olmak f) Gerçeği söylemek g) Saygı göstermek h) Adil ve tutarlı olmak ı) İşbirliğini sağlamak ve yardımcı olmak j) Suçlamaktan kaçınmak ve bilmezden gelmemek k) Hesap verebilir olmak 72
  • 73. Yönetim alanında yapılan çalışmalarda güven kavramı çoğunlukla yöneten ve yönetilen arasındaki ilişki açısından ele alınmaktadır (Toprak, 2006: 30). Yöneticinin, örgütte yalın ve açık bir iletişim ortamını oluşturmaya çalışması, örgütte yöneticiye güven duyulmasına ve işgörenlerin yaratıcılıklarının ortaya çıkmasına katkı sağlar (Yalçınkaya, 2007: 83). Örgütte güvenin sağlanmasında yöneticinin niteliklerinin yanı sıra kuruma bağlı bazı özelliklerin de gerçekleşmesi gerekmektedir. Marshall (2000), kurumlarda güven ortamının oluşturulması için gerekli kurumsal unsurları şu şekilde sıralamıştır (Akt: Yılmaz, 2006: 59); 1) Vizyon ve hedefleri açıkça belirlemek 2) Geçmişteki hatalara takılıp kalmadan, örgüt için “Temiz bir sayfa” açmak 3) Bireylerin karşılıklı beklentilerinin açıkça ifade edilmesi ve bunların herkesçe bilinmesini sağlamak 4) Çalışma ortamının nasıl olması gerektiği konusunda fikir birliğine varmak 5) Kurumda iletişimi iyileştirip bilgi akışını hızlandırmak 73
  • 74. Örgütte güven oluşturulurken, bu duruma engel olabilecek etmenlerin de bilinmesinde fayda vardır. Galford ve Drapeau (2004: 165), örgütte güven oluşumuna engel olabilecek durumlardan bazılarını ifade etmiştir. Bunlar; (a) tepe yönetimden gelen iletilerin tutarsızlığı, (b) yetersizliğe ve kötü davranışa hoşgörü gösterilmesine göz yumma, (c) dürüst olmayan geri bildirim, (d) başkalarının işini iyi yapabileceğine güvenmemek, (e) sıkıntı verici ve gerilimi yüksek olan durumları görmezden gelme, (f) örgütün ediminin sürekli düşük olması ve (g) dedikodudur. Örgütsel güveni oluşturmak oldukça zor ve zaman alıcı bir süreçtir. Ancak bu süreçte örgütte güveni oluşturmak, korumak ve zarar gördüğünde onarmak, yöneticilerin gündeminin birinci maddesi olmalıdır (Galford ve Drapeau, 2004: 182). Bunun yanı sıra, örgütteki denetim şekli de işgörenlerin güvenini etkileyebilir. Örgütte resmi denetimler güveni sarsarken, sosyal denetim, güvenilir ilişkilerin gelişmesini cesaretlendiren bir örgüt kültürü oluşmasını sağlayabilir (Khodyakov, 2007: 2). 74
  • 75. Örgüt Kültürü - Örgütsel Güven İlişkisi “Güçlü kurum kültürüne sahip örgütlerde çalışanlar, kültürün temel değerlerine sıkı sıkıya bağlanmışlardır. Bütün çalışanlar, merkezi gücü elinde bulunduranların kendilerinden ne beklediğini anlamakta ve buna uygun davranarak kurumun amaçlarına bağlılık duymaya başlamaktadırlar. Zayıf kurum kültürünün olduğu örgütlerde ise çalışanlar arasındaki bağlar gevşek olup kurumun temel değerleri üzerinde tam bir uzlaşma sağlanmaması şeklinde güçlü kurum kültüründen tam tersi bir durum söz konusudur” (Dinç, 2007). Kurum içi ilişkilerin kurulmasında ve gelişmesinde güven en önemli öğeyi oluşturmaktadır. Bu ilişkilerde güvenin gelişimi tarafların birbirleriyle ilgili beklentilerine ve karşılıklı davranışlarının gerçekleşme biçimine bağlı olmaktadır. Çalışanların örgütsel güven kavramını nasıl algıladıkları ve bu güveni etkileyen faktörlerin işverenler ve yöneticiler tarafından bilinmesi, onların daha iyi karar vermelerine yardımcı olabilmektedir. Burada da kurum içi ilişkilerde güveni geliştirmek için önemli unsurlardan biri olarak kabul edilen “iletişim” devreye girmektedir. Yönetim ile oluşturulan diyalog içinde işgörenler işi ne için yaptıklarını, kurumun kısa ve uzun vadeli amaçlarının ne olduğunu, işin nasıl gerçekleştiğini, kurumun durumunun ne olduğunu, iş sürecinin nasıl işlediğini öğrenerek yaptıkları işi gerek kendi mantığı içinde, gerekse örgütsel sistemin genel bütünlüğü içinde anlayıp öğrenmek istemektedirler. Ancak “kurum içi iletişimde her çalışanın olaylara tepkisinin farklı olması nedeniyle aksaklıklar meydana gelebilmektedir” (Okay, 2005). 75
  • 76. Örgütsel Güvenin Öncülleri ve Çıktıları Örgütsel Güvenin Öncülleri Güven algısı, güvenen kişinin kendine has özelliklerinden de etkilenebilmektedir. İşgörenin kişisel özellikleri, diğer kişilerle benzerliği, güvenme eğilimi ve tanınmışlığı güven algısını etkileyen bireysel değişkenlerdir. Güveni belirleyen bir diğer değişken de ulusal ve örgütsel kültürdür. Yapılan araştırmalar ulusal kültür, değerler, bireysellik / toplumculuk, güç mesafesi gibi kültür özelliklerinin bireylerin güven algısında önemli rol oynadığını göstermiştir. 76
  • 77. Güvenin etkilendiği bir diğer değişken de liderliktir. Özellikle lider desteği, dönüşümsel liderlik ve etik liderlik davranışları örgütlerde güven oluşturmada önemli etkiye sahiptir. İletişim süreci, iletişim sürecindeki etik davranış ve iletişim süresi, örgütlerde güvenin oluşmasında etkili özelliklerdir. Örgütsel yapı ile ilgili özellikler de güveni etkileyen öncül değişkenlerdendir. Kendini güvende hisseden, gevşek denetime tabi, güçlendirilmiş özerk işgörenler daha fazla güven duymaktadır. Ayrıca örgütlerde kaynak bağımlılığı ve ücret arttıkça güven düzeyi de artmaktadır. Örgüt yapısı küçük olan örgütlerde ve yapısı büyük olan örgütlerin küçülmesi ile birlikte örgütsel güven düzeyinde artma gözlenmektedir. Örgütsel süreçlere, ilişkilere bağlı olarak yaşanan bazı değişkenler de güvenin düzeyini olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedirler. Örneğin algılanan örgütsel destek, eşitlik, iş doyumu, adalet, işbirlikli karar alma, paylaşma, bağlılık, hizmet kalitesi ve örgütsel kimlik algısı arttıkça güven de artmaktadır. Buna karşın örgüte ilişkin olumsuz duygular arttıkça güven düzeyi düşmektedir. Son olarak da bireyin işine güdülenmişlik düzeyi arttıkça güven düzeyi de artmaktadır (Polat, 2009: 56). 77
  • 78. Örgütsel Güven Çıktıları Örgütsel güven birçok değişkeni etkilemektedir. Özellikle bireylerin iş doyumu, örgütsel adalet, örgütsel özdeşleşme, örgütsel bağlılık, örgütsel vatandaşlık davranışı, inisiyatifi ele alma davranışı, morali, örgütsel stres, çatışma, problem çözme becerisi, risk alma davranışı, sosyal sorumluluk alma davranışı ve yaratıcılığı güven algısı ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Buna karşılık örgütsel stres, çatışma yaşanma eğiliminde güven algısı düzeyi ile ters bir orantı olduğu araştırmalarla saptanmıştır. Ayrıca güven açık örgüt kültürleri geliştirme, bilgi yaratımı, çevreye uyum, değişime direnç, grup bağlılığı, iletişim, işbirliğini kolaylaştırma, iş devri, kaynak aktarımı, işgören devamsızlığını azaltma, işten ayrılma niyeti, karar verme sürecini kolaylaştırma, kontrol, örgütsel kararlılık, örgüt iklimi, örgütsel verimlilik, örgütsel yenileşme ve öğrenme, örgütsel performans, bölüm performansı, bireysel performans, yetki devrini kolaylaştırma gibi örgütsel değişkenlerini de doğrudan etkilemektedir (Polat, 2009: 58). 78
  • 79. Örgütsel Güvenin Öncülleri ve Çıktıları (Polat, 2009:57) 79
  • 80. ÖRGÜTSEL GÜVENİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Birçok araştırmacı çalışmalarında birbirlerinden farklı ve birbirine benzer bir çok faktörün güveni etkilediğini tespit etmiştir. Aşağıdaki tablo, Mayer ve diğerleri ile diğer kaynaklar kullanılarak hazırlanmıştır. Mayer ve diğerleri (1995); Hoy ve Tschannen-Moran, (1999); Blomqvist ve Stahle, (2000); Çimen, (2007); Uzbilek, (2006); Ercan, (2006); İşbaşı, (2000); Halis, Gökgöz, ve Yaşar, (2007); Tüzün, (2007); Cufaude, (1999). 80
  • 81. Yazar Faktörler Hovland ve Kelley (1953) Uzmanlık, Motivasyon Strickland (1958) Yardımseverlik Deutsch (1958) Tahmin edilebilirlik Deutsch (1960) Yetenek, üretme niyeti Solomon (1960) Yardımseverlik Kwant (1965) İtimat Giffen (1967) Uzmanlık, bilgi kaynaklarının güvenilirliği, niyetler, dinamiklik, kişisel cazibe, itibar Byle ve Bonacich (1970) Geçmiş karşılıklı etkileşimler Knee ve Knox (1970) Yeterlilik, motifler Farris, Senner ve Butterfly (1973) Açıklık, duyguların sahipliği, yeni davranış deneme, grup normları Jones, James ve Bruni (1975) Yetenek, bireylerin ihtiyaçları ve hak ettikleriyle ilgili davranışlar Rosen ve Jerdee (1977) Yargılama veya yeterlilik, grup amaçları 81 Örgütsel Güveni Etkileyen Faktörler
  • 82. Yazar Faktörler Frost vd., (1978) Fedakârlık Frost, Simpson ve Maughan (1978) Güven vericiye bağlılık, başkalarını düşünme Gabarro (1978) İşletme karakteri, yargılama, sezgi, açıklık, önceki sonuçlar Cook ve Wall (1980) Güvenilir niyetler, yetenek Larzelere ve Huston (1980) Yardımseverlik, dürüstlük Lieberman (1981) Yeterlilik, bütünlük Johnson-George ve Swap (1982) Güvenilirlik Butler ve Cantrell (1984) Tutarlılık Hart, Capps, Cangemi ve Caillouet (1986) Açıklık/uyum, paylaşılan değerler, özerklik/geri besleme Dasgupta (1988) İnandırıcı ceza tehdidi, vaatlerin güvenilirliği Swan ve Travick (1987) Bağımlılık/güvenilirlik (tutarlılık, inanç, sadakat, tahmin edilebilirlik, saygı, güvenlik, güven), dürüstlük (doğruluk, motivasyon, işletmenin açıklığı), kabiliyet (yetenek, karakter, uzmanlık, bütünlük), alıcı ve satıcı yönelimi (fedakarlık, işletme sezgisi yargılaması, uygunluk, niyet), arkadaşlık (kabul etme, yardımseverlik, meyil). 82
  • 83. Yazar Faktörler Good (1988) Yetenek, niyet, güvenilecek kişinin nasıl davranacağına dair iddiaları Butler (1991) Erişilebilirlik, yeterlilik, tutarlılık, basiret, dürüstlük, bütünlük, sadakat, açıklık, sözün yerine getirilmesi, çabuk kavrama Mishra Ring ve Van de Ven (1992) Yeterlilik, açıklık önemseme, güvenilirlik, ahlaki bütünlük, iyi niyet Sitkin ve Roth (1993) Uygunluk Sitkin ve Roth (1993) Yetenek, değerlerin uyumu McAllister (1995) Bilişsel temelli (yetenek, güven, gözlem) ve duygusal temelli güven (fikir ve duyguların paylaşılması ile duygusal yatırım) Hoy & Tschannen-Moran (1999) Risk alma istekliliği, yardımseverlik, güvenilirlik, yeterlik, dürüstlük, açıklık. Cufaude (1999) İlişkilerin derinliği, rollerin ve sorumlulukların anlaşılması, iletişimin sıklığı, zamansızlığı ve doğruluk, iş bitirme yeterliliği, paylaşılan amaçta, yönde ve vizyonda açıklık, taahhütleri ve sözleri onurlandırmak, Blomqvist & Stahle (2000) Yeterlilik; teknik kapasite, beceri ve nasıl yapılacağını bilmek, iyi niyet; diğerlerine karşı ahlaki sorumluluklar ve pozitif niyetler, davranışlar; akla ve deneyime dayalı İşbaşı (2000) Adalet Shockley-Zalabak Ellis ve Winograd (2000), Yeterlik, açıklık, ilgililik, itimat edilirlik, özdeşleşme 83
  • 84. Yazar Faktörler Uzbilek (2006) İş ilişkisi yoğunluğu, arkadaşlık ilişkisi, arkadaşlarını tanıma derecesi Ercan (2006) Çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı, yeniliğe açıklık Çimen (2007) Sosyal sorumluluklar; işyeri disiplini, Şikayetleri ele alma, insan kaynağı bulma ve seçme, eğitim Dinç (2007) Astlar ve üstler arasında çift yönlü iletişim, çalışan fikirlerinin alınması, çalışanların yönetime katılması Halis, Gökgöz, & Yaşar, (2007) Karar alma sürecine katılım, performans üzerine geribildirim, yetkilendirme, kişiler arası güven, örgütsel bağlılık ve verimlilik 84 Yukarıdaki tabloda verilen örgütsel güvene etki eden faktörler incelendiğinde temel faktörlerin insani değerler ve iletişim (yardımseverlik, sezgi, tahmin edilebilirlik vb.), profesyonellik (yetenek, uzmanlık, yeterlilik vb.), ve grup özellikleri (dinamikler, normlar, paylaşılan değerler vb.) şeklinde gruplanabilecekleri görülmektedir.
  • 85. KAYNAKÇA; • İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLERİNİN OKULA İLİŞKİN ÖRGÜTSEL GÜVEN ALGI DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER BAKIMINDAN İNCELENMESİ – DİYARBAKIR İLİ ÖRNEĞİ, DİCLE ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ - HÜSEYİN KARABIYIK 2011 • ORTAÖĞRETİM ÖĞRETMENLERİNİN ALGILADIKLARI ÖRGÜTSEL GÜVEN DÜZEYİ İLE ÖRGÜTSEL KÜLTÜR DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ - PENDİK İLÇESİ ÖRNEĞİ, YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ - SEMRA UÇAR ŞAHMELİKOĞLU 2013 • ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİLERİN ÖRGÜTSEL GÜVEN ALGILARININ BELİRLENMESİ, KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ - SİNAN BAŞARAN 2011 • ÖRGÜTSEL ADALET ALGISI İLE ÖRGÜTSEL İLETİŞİM ARASINDAKİ İLİŞKİ, MARMARA ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ – GÖKÇE ÖZKILIÇCI 2011 • PROF. DR. EROL EREN – YÖNETİM VE ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ/BETA YAYINLARI 13. BASKI • Doc.Dr. İPEK KALEMCİ TÜZÜN – GÜVEN, ÖRGÜTSEL GÜVEN VE ÖRGÜTSEL GÜVEN MODELLERİ • ÖRGÜTSEL ADALETİN ,KAPSAM İÇİ VE KAPSAM DIŞI PERSONEL TARAFINDAN ALGILANMASI : BİR UYGULAMA –İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ-ADVİYE ASLI DENİZLİ-2014 • İNSAN KAYNAKLARI UYGULAMALARINA İLİŞKİN ÖRGÜTSEL ADALET ALGISININ ÇALIŞANLARIN TUTUM VE DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ-İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ-GÖZDE YILMAZ- 2004 85