4. Bilinçaltımız duyu organlarımız yoluyla
çevremizde var olan uyarıcılardan gelen
verileri saniyenin 1/4000 oranındaki bir
zaman aralığında yakalayabiliyor!
6. Sosyal hayatınızdan profesyonel yaşantınıza, beğendiğiniz şeylerden inanç
sistemlerine, korkularınızdan arzularınıza her şeyi kontrol eden bilinçaltınız!
Öyleyse
PATRON KİM?
7. • Bilinçaltımız asla kapanmaz!
• Bilinçaltımızın açma – kapama düğmesi yoktur!
• Bilinçaltımız gece-gündüz demeksizin, ne yapıyor ya da yapmıyor
olduğumuza bakmaksızın her an aktiftir!
8. • Hastalık, koma hali, uyku ya da hipnoz hali, fark
etmeksizin, bilinçaltı kişi yaşadığı sürece işlem
yapmaya devam eder. Ustam bu konuda şöyle
demişti benim bir sorum karşısında: ‘Bilinçaltı
bizim gerçekte ait olduğumuz boyutla olan
bağımızdır.
9. • Bilinçaltı için geçmiş ya da gelecek yoktur; bu
ayrımı kavrama şansı da yoktur. Onun için var
olan tek zaman dilimi sürekli akmakta olan andır.
10. • Bilinçaltımız bedenimizi ve tüm davranışlarımızı kontrol eder.
• Ama biz bu sessiz süreci fark etmeyiz.
• Bilinçaltı doğru ile yanlışı, gerçek ile hayali ayırt edemez.
11. • Bilinçaltımız aynen bir bilgisayar programı gibi çalışır ve önceden bilgisayara
kurulmuş uygun bir donanım aracılığıyla yüklenen verileri okur, onlarla (kodlar
aracılığıyla verilen komutları yerine getirerek) ilgilenir.
• Bu işlemi gerçekleştirirken yüklenen veri hakkında yorum ya da değerlendirme
yapmaz.
13. Temel veri kayıtlarını 5 yaşına kadarki dönemde tamamlayan bilinçaltının dili de 5
yaşındaki bir çocuğun dilidir ve bir çocuk gibi sade ve açık anlatımları daha iyi
anlayacaktır.
14. Değişim, bilinçaltının alıştığı o güvenli alana tanımadığı bazı kişilerin ayak basması,
güvenli sahanın ‘tanınmayan,bilinmeyen bazı yabancılar tarafından ihlali’ anlamına
gelir.Bu nedenle de bilinçaltı kendisiyle,(iyisiyle-kötüsüyle) var olan hayatıyla ilişkili hiç
bir şeyin değişmesini istemez.
15. Bilinçaltı çoğunlukla–çok önce oluşturulmuş mutlak
gerçekler olarak kaydedilmiş bilgileri tarayarak–
genellemeler yapar ve bu şekilde çalışma eğilimi
gösterir.
16. Bilinçaltı duyduğu sözcükleri – içinde kullanıldıkları cümle(ler)den – bağımsız olarak
algılayıp, cümledeki diğer sözcüklerle birlikte oluşturacağı manadan soyutlayabilir ve
öylece kayıt edebilir.
17. Temel ihtiyaçlarımızın doyuma ulaştırılmasını isteyen bilinçaltımız, o ihtiyaçların
doğru mu yanlış mı, eksik mi fazla mı olduğunu sorgulamaz. Ortada temel bir ihtiyaç
vardır ve bir an evvel ihtiyacı karşılamak gerekir (acıkınca hemen gidip bir şeyler
yemek gibi).
18. Çoğu kişisel gelişim kaynağının buluştuğu ortak bir nokta olan ‘kişi kendi inançlarıyla
uyumlu insan ve olayları hayatına çeker ve inandığı her şeyin gerçek olması için
çalışır’ bilgisinin ardında yatan şey bilinçaltının bu özelliğidir.
19. Bilinçaltı – çoğu kişinin tahmin edemediği bir şekilde –
uyarıcıları tersten algılama yetisine sahiptir.
20. Örneğin, bilinçaltımız cümleleri tersten duyabilir, resimleri tersten görebilir ve bu
durum bilincimiz için çok zorken, bilinçaltımız için bu algı türü oldukça kolaydır. Bu
nedenledir ki, subliminal yöntemlerle insanlara ulaştırılması düşünülen mesajlar
(yani subliminal mesajlar) bilinçaltının bu yetisini hedef alır ve bilincin fark
edemeyeceği kadar küçük zaman aralıklarına gizlenen tersten cümleler ve/veya
imajlarla sayısız bilgiyi hedef kitlelere ulaştırabilirler.
21. Subliminal Mesajlar: Diğer adıyla ‘bilinçaltı mesajları’, başka bir objenin içine
gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında
kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.
22. Bilinçaltının sözcüklerden çok resimlere tepki gösterir. Bilinçaltı kişinin iç ve dış
dünyasıyla semboller aracılığıyla konuşur. Bu nedenle birçok insan sözcüklerden
çok resimlere tepki gösterir.
23. Bilinçaltında sürekli bir şeyler bir başka şeyi ya da şeyleri
çağrıştırır; bir veri başka bir veriyi aktive eder ve bazen
küçücük gibi görünen bir tetikleyici zincirleme bir etki
uyandırabilir. Bu etki olumlu olabileceği gibi olumsuz da
olabilir.
25. • Bilinçaltımız aynı anda çoklu işlem yapabilme yetisine sahiptir;
• Bilinçaltımız aynı anda çok sayıda ve miktarda veriyi işleyebilir, otomatik olarak
birçok görevi yerine getirebilir.
26. Bilinçaltı bilinçli zihinden emir alır: yani ya kişi bilinçli olarak bilinçaltına emirler verir
ya da bunu bilinçsizce yapar ama mutlaka yapar.
27. Eğer kişi bilinçli bir şekilde emir vermeyi başarırsa bilinçaltındaki verileri değiştirebilir,
yeni veriler girebilir ve bilinçaltının kişinin istediği hayatı gerçekleştirmesi için
çalışabilir. Ancak bu noktada dikkatli olunması gereken bir husus vardır: Bilinçaltı hiç
bir şeyden şüphelenmez ve sorgulamaz. Bu yüzden de kişinin bilinçaltına hangi
komutları verdiğine dikkat etmesi gerekir.
29. Bilinçaltımız diğer birçok duygu ve kavramı, hissedilen nefret, kıskançlık ve haset
gibi olumsuz duyguları kayıt eder ve bu duyguları kendisinde var olan mutlak
kayıtlarla örtüşecek uygun ortamlarda ortaya çıkartabilir.
30. Bilinçaltı düzenli tekrarlara karşı duyarlıdır – yani bilinçaltımız bir düşünceyi,
duyguyu ya da cümleyi sürekli tekrar ederseniz bunu en sonunda kayıt eder;
mutlak öğrenme sürecinde tekrara gerekli önemi veren kişiler hem eğitirken hem de
eğitilirken bunun faydasını göreceklerdir.
31. “Küçüğü büyük olarak düşün,
az olanı da çok olarak.
Zorlukla hala kolayken yüzleş;
büyük işlerin üstesinden
bir dizi küçük eylemle gel.”
- Lao Tzu
32. Anthony Robins ve John Grinder (NLP)
Amerikan ordusuna teklif:
Ordunun iki ayda verdiği atış eğitimini 2 günde
verebiliriz.
Önce olabildiğince yakın mesafeden başlanır;
Giderek adım adım uzaklaşılır.
2 aylık bir eğitimin ardından elde edilen %65’lik
isabet başarı yüzdesi, iki günün sonunda %86’ya
çıkmıştır.
35. • Akiskal, H., S. & Mallaya, G. (1987). Criteria for the “soft” bipolar spectrum:
treatment implications. Psychopharmacological Bulletin, 23, 68-73.
• Akiskal, H., S. & Akiskal, K. (1992). Cyclothymic, hyperthymic and depressive
temperaments as subaffective variants of mood disorders. In: Tasman, A.,
Riba, M., B. (Eds.), Annual Review, vol.11, American Psychiatric Press,
Washington, DC, 43-62.
• Akiskal, H., S. (1998). Toward a definition of generalized anxiety disorder as
an anxious temperament type. Acta Psychiatrica Scandinavica, 393, 66-73.
• Buss, A., H. (1995). Personality, temperament, social behavior, and the self.
Boston: Allyn & Bacon.150