1. Gençliğin Önemi
Bir Milletin Yeniden Diriliş Destanı
Çanakkale Geçilmez
Çanakkale, mahiyeti itibarıyla bir diriliş cehdi,
aynı zamanda da birlik beraberlik sembolüdür.
Bu itibarla Çanakkale mücadelesini kazanan ruhu
keşfetmeye ve kavramaya muhtacız.
2. İnancın Zaferi: Çanakkale Geçilmez
Cihanın dört bir yanını kana bulayan I. Dünya Savaşı,
en çetin yanını Çanakkale’de gösterdi.
Bu küçük kara parçası, varlığına kastedilen milletin,
düşman karşısında asil mücadelesine sahne oldu.
Vatan için toprağa düşen binlerce asker, tarihin şanlı sayfalarına
ismini kazıdı.
Ve Çanakkale’nin geçilemeyeceğini Dünyaya haykırdı.
3. Çanakkale’de Kader Birliği Yapan Ümmet
Vatanın doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar cepheye
koşan vatan evladının, hepsinin gayesi birdi.
Onları birleştiren, aynı safta toplayan güç,
sığındıkları şemsiye İslam dini idi, aynı peygamberin ümmeti
olmalarıydı,
Müslüman kimlikleriydi.
(Son askerine kadar şehit olan 57. Alay)
4. Onlar Dönmeyi Hiç Düşünmediler
Analar Çanakkale savaşına evlatlarını dualarla uğurladılar …
Askerin cebinde Kur’an-ı Kerim, kalplerinde iman sevgisi vardı …
Toplar namluya tekbirle dolduruluyor,
abdestsiz gezilmiyor, bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor,
bilmeyenler Kelime-i Şehadet getiriyorlardı.
5. Çanakkale’de Mersus Olmak
Çanakkale’de savaşmak için,
Selanik’ten, Bağdat’tan, Üsküp’ten, Mekke’den, Pakistan’dan,
Şam’dan yalın ayak, başı açık yollara düştüler.
İslam düşmanlarının ittifak ettiği Çanakkale Savaşında,
Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’de buyrulduğu üzere Mersus oldular.
6. Savaşta Dahi Allah’a Karşı Görevlerini Terk Etmediler
Savaşta dahi namazlarını, oruçlarını terk etmediler.
Bu konuda indirilmiş Ayet-i Kerime’ye riayet ettiler.
“Savaşta müminler arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan
bir kısmı seninle birlikte namaza dursunlar, silahlarını da yanlarına alsınlar.
Onlar secde ettikten sonra geri çekilip düşmana karşı dursunlar ve yerlerine henüz
namaza durmamış olan diğer topluluk gelsin.
(Nisa Suresi, 102)
7. Çanakkale Savaşı Deniz Harekâtı İle Başladı
Tarihin akışını değiştiren Çanakkale Savaşı,
19 Şubat 1915 te deniz harekatıyla başladı.
Muharebenin en can alıcı kısmı da burada gerçekleşti. Askerlerimizin kahramanca
mücadelesi ve savaş stratejileri bir milletin geleceğini kurtardı.
Bir hafta içerisinde Osmanlı devletinin başkentine demir atmayı hedefleyen
‘’Yenilmez Armada’’ hezimete uğradı.
Çanakkale deniz savaşları bir destan olarak tarihin şanlı sayfalarında yerini aldı.
Gelibolu’ya çıkarma yapan ingiliz askerleri
8. Ve Savaş Kara Harekâtı İle Devam Etti
18 Martta kazanılan deniz zaferi, itilaf kuvvetlerini kara savaşı yapmaya yöneltti.
Harekat, 25 Nisan 1915 te başladı.
İtilaf güçlerinin binlerce askerle yaptığı çıkarmalara,
Mehmetçik geçit vermedi.
Gelibolu’daki küçük kara parçası bir milletin ölüm kalım mücadelesine sahne oldu.
Arıburnu, Seddülbahir, Kumkale ve Anafartalar on binlerce askerin şehadet
şerbetini yudumladığı yer oldu. 9 ay süren kanlı çatışmaların sonunda
Çanakkale’nin geçilmez olduğu Dünyaya ilan edildi.
9. Onlar, Güç ve Kudret Sahibi Olan Allah’a İltica Ettiler
Muhakkak ki Bedir gazvesinde siz, asker
ve silah bakımından daha zayıf iken,
Allah size yardım etmiş ve zafer vermişti.
‘Allah’ın emirlerine uygun yaşayın’
ki şükretmiş olasınız.
(Ali İmran Suresi, 123)
Onlar imkansızlıklara sığınmadılar.
Şartlara teslim olmadılar.
Ellerinden geleni yaptılar, Allah’a
iltica ettiler ve imkansızı başardılar.
10. Çanakkale’de Savaş Ahlakımız
Çanakkale Savaşında askerlerimiz, Bedr’in aslanları gibi,
saygı, merhamet, insaf ve ihsan gibi vasıfları savaş meydanına taşımıştır.
Kimi yaralı düşman subayını sırtına alıp Anzak siperlerine kadar taşıyarak tedavi
ettirmiş, kimiyse kurşun yağmuru altında paltosuna sarıp Türk saflarına getirmiş,
kırbalarındaki suyu paylaşmıştır.
Dinî bayramlarında ateşi kesmiş, çay ve ayran ikramlarıyla Anzak askerlerinin
gönlünü fethetmiştir.
Mehmetçiklerimiz, savaşta bile insanlığın ölmediğini dünyaya ilan etmiştir.
11. Çanakkale’de Savaş Ahlakımız
Savaş kaçınılmaz olduğunda, Müslüman için hırsı rehber edinmek yoktur.
Anlaşmalara ihanet etmesi, sığınma talebini reddetmesi, kendisine önceden
güvence verilmiş bir insana ya da topluluğa saldırması,
Müslüman kardeşine kılıç çekmesi, esire eziyet etmesi yasaktır.
Rahmet Peygamberinin savaşa çıkan müminlere uyarıları şöyledir:
Allah’tan sakınarak aşırı gitmeyecekler;
işkenceden ve intikamdan uzak duracaklar; yaşlı, kadın, çocuk ve din adamlarına
dokunmayacaklar, ağaçları kesmeyeceklerdir.
(Müslim, Cihad ve Siyer, 138.)
12. Din Görevlileri Cephe’de Mehmetçikle
Osmanlı Devleti’nde din görevlileri
sivil hayatta görev yaptıkları yere göre birtakım isimler aldıkları gibi,
askeriyede de Tabur İmamlığı, Alay İmamlığı, Ocak İmamlığı, Gemi
İmamlığı; Alay Müftüsü ve Ordu Şeyhi gibi isimler ile görev yapmışlardır.
125. Alay Komutanı ve Müftüsü
13. İmanın Gücü : Seyit Onbaşı
Çanakkale savaşının kızıştığı anlarda
275 kg'lık mermiyi
‘’La havle velâ kuvvete illâ billah’’
diyerek
kahramanca sırtlayıp düşman gemisinin
sulara gömülmesini sağlamıştır.
Seyit Onbaşı'ya savaştan sonra sırtına
mermiyi alarak
resmini çekmek istediler.
Fakat ilginçtir,
mermiyi sırtına alıp kaldıramadı.
Kayıtlara göre,
tekrar savaş çıksın tekrar kaldırırım dedi.
Simge olması açısında tahta bir mermi ile
fotoğrafı çekildi.
14. 43. Alay 1.Piyade Taburu 1.Bölük Yemek Listesi
15‘Haziran 1917
sabah üzüm hoşafı
öğle yemek yok
akşam yağlı buğday çorbası
ekmek tam
26' Haziran 1917
sabah yemek yok
öğlen yemek yok
akşam üzüm hoşafı ekmek tam
18' Temmuz 1917
sabah üzüm hoşafı
öğlen yemek yok
akşam yemeği yarım ekmek.
8' Ağustos 1917
sabah yarım ekmek
öğlen yemeği yok
akşam yemeği şekersiz üzüm hoşafı
Not : 21 Temmuz 1917 tarihinden itibaren ordu
emriyle ekmek istikadı 500'grama indirilmiştir,
çünkü buğday ve un kalmamıştır.
15. Metrekareye 6 Bin Mermi - 253 Bin Şehit
Çanakkale Savaşında metrekareye 6 bin mermi düşmektedir.
253 Bin Mehmetçik şehadet şerbetinden içmiştir.
16. İngiliz Deniz Kuvvetleri Bakanı Winston Churchill ’in İtirafı
‘’Biz, Çanakkale'de Türklerle değil Tanrı ile savaştık. O yüzden yenildik’’
İngiliz Deniz Kuvvetleri Bakanı
Winston Churchill
17. İngilizlerden Savaş Ahlakına Sığmayan Yöntem: Zehirli Çiviler
Çanakkale Savaşı’nda ”zehirli çiviler” kullanan İngilizler,
savaş suçu işlemiştir.
Tarihin en korkunç yöntemlerinden biri olan bu çiviler,
uçaklar vasıtasıyla cephelere dağıtılmıştır.
Çanakkale’de zaten ayağında doğru dürüst
çarık dahi olmayan binlerce Mehmetçik,
zehirli çivilere basarak kangren olmuştur.
Bu çiviler dört taraflı olup, her bir kancasında zehir bulunmaktadır.
Ayrıca her ne şekilde atılırsa atılsın,
bir kenarı mutlaka ayağa saplanacak şekilde üretilmiştir.
18. İngilizlerin Tarihi Ayıbı: Zehirli Gaz Varilleri
İngilizlerin Çanakkale’de yaptıkları
âdiliklerden birisi de
kimyasal gaz kullanma teşebbüsleridir.
Varillerle kimyasal gazlar gemilere
yüklenip Çanakkale’ye sevk edildi.
Rüzgar, mevsimin özelliğinden dolayı
denizden karaya doğru esiyordu.
Varillerin kapaklarını açacaklar,
rüzgarın etkisiyle karaya doğru esen gazlar
askerlerimizi zehirleyecekti.
Fakat askerlerimize olan ilahî yardım
İngilizlerin hesabını bozmuştu.
Variller Çanakkale’ye ulaşınca rüzgar yön
değiştirmiş, karadan denize doğru esmeye
başlamıştı.
Bu durum savaş boyunca devam etti.
19. Merhum Mehmet Akif Ersoy’dan
“Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni târîhe desem, sığmazsın.”
Mehmet Akif ERSOY
(Safahat-6. kitap, ASIM)
20. Şehit Olmanın Önemi
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:
"Yeryüzündeki her şeye sahip olsa da,
cennete giren hiç kimse tekrar dünyaya dönmek istemez.
Ancak şehit, gördüğü hürmetten dolayı
dünyaya dönmeyi ve on kere daha şehit olmayı arzu eder.
(Buhari, Cihad, 21)
21. Çanakkale Demek;
Paylaşılmak ve tarihten silinmek istenen
bir cihan imparatorluğu’nun zaferini
Dünya’ya duyurulması demek …
Toprağın çeliğe ve zırha karşı kazandığı
zafer demek …
Çıplak insan gövdesinin, tahrip gücü
yüksek zırhlı ateş makinelerini yenmesi
demek …
Şehadetin, duaların ve yakarışların Allah
katında kabul olması demek…
Bir olmanın, birlik olmanın, inanmanın,
Allah’a güvenmenin sonucunu görmek
demek …
Gücün ve kuvvetin Allah’tan olduğuna,
zafer ve başarının O’ndan geldiğine
şahitlik etmek demek …